Ailemi Hatırlamıyorum Ama Onları Çok Özlüyorum
Gökyüzü Özlemi, yetimhanede yaşayan küçük bir kızın çocukluk yıllarına dair umutlarını, heyecanlarını, hüzünlerini anlatıyor. Henüz sekiz yaşındayken tuttuğu günlüğünden bugüne yansıyan bu duygusal hikâyenin arkaplanında seksenlerdeki Londra’da bir yetimhane ve koruyucu bir aileye sahip olabilmeyi umut eden çocukların saf duyguları var.
“Hayallerimdeki evi çok fazla düşünmemeye çalışıyorum çünkü beni üzüyor. Odamızın en iyi yanı ise üstündeki tek şeyin gökyüzü oluşu…”
Neredeyse görünmez olduğunu düşünen Ira, kardeşi Zac ile olan hikâyesinin unutulmaması için hayatın güzelleşeceği ümidiyle günlük tutuyor. Bu küçük kız yetimhanede geçen günlerinde, her şey ne kadar berbat olursa olsun, başını kaldırıp gökyüzüne baktığında her zaman daha iyi hissedeceğine inanıyor.
“Merhaba. On bir yaşındayım. Bir yetimhanede yaşıyorum. Ailemi hatırlamıyorum ama onları çok özlüyorum, özellikle de annemi. Umarım bunu okuyan kişinin bir ailesi vardır, artık hiç yetimhane yoktur ve herkesin yaşayacak güzel bir evi vardır.”
Ira, kardeşi Zac ve kendisinin anlatacak bir şeyleri olmaması yüzünden sessiz çocuklar olduklarını düşünüyor. Çünkü Ira ve Zac ne bir aileye sahip, ne de önceden ailelerinin var olduğuna dair bir kanıta.
“Biz diğer insanlar gibi değiliz. Diğer insanlar duygularını farklı tonlardaki renkler gibi dışavurabilirler, tıpkı kırmızıdan maviye doğru giderken mordan geçer gibi. Ama bizim duygularımız hızla değişir. Bir an mutluysak birden kızabiliriz ve bazen de hiçbir şey hissetmeyiz. Böyle olmak korkunç bir şey.”
Kardeşi Zac ile birlikte normal bir eve ait olmadıklarını düşünen bu küçük kız, kendilerini buz pistinde futbol oynamaya çalışırken kayıp düşen oyunculara benzetiyor. Koşullarının farkında olan, bu koşulları zor da olsa kabul eden bu küçük kız, ailesine ve sıcak bir eve duyduğu özleme rağmen her zaman umut dolu.
“Ailenizin arkasında olduğu büyük bir duvar var ama onu hiçbir zaman tırmanıp aşamıyorsunuz. Tek yapabileceğiniz şey duvara bakmamak çünkü eğer bunu yaparsanız yaşayamazsınız. Duvar orada değilmiş gibi davranıp hayatınıza devam etmelisiniz.”
Gökyüzü Özlemi, en umutsuz zamanlarda bile yaşamaktan vazgeçmemeyi hatırlatan, küçük bir kalbin kaleminden dökülen umut dolu bir hikâye. Ailesini hiç tanımayan, yetimhaneye terk edilmiş bu küçük kız ve kardeşinin hayalleri, hayal kırıklıkları, hayata dair korkuları ve beklentilerini bir çocuğun gözünden okumak çok etkileyici. Kitabı okurken boğazınız düğüm düğüm olacak, gözleriniz dolacak. Gökyüzü Özlemi’ni Ira ve Zac’in hayatında güzel şeyler olmasını dileyerek okuyacaksınız. Kitabın sonundaysa harika bir sürpriz ile karşılaşacak, Ira ve Zac’in bugün nasıl bir hayat sürdüğünü okuduğunuzda daha da duygulanacaksınız. Gökyüzü Özlemi hem çocuklar hem de kalbindeki çocuğu hâlâ hissedenler için dokunulmamış duygularınızı harekete geçirecek harika bir roman.
Okuyucu yorumlarından birkaçı...
“Kitabın kapağını kapattığınızda sol yanınız acımış, anne babanızın, ailenizin değerini daha bir anlamış ve kendinizi sorgulamış olarak bulunuyorsunuz.” kezbanvekitaplari
“Duygulara hitap edip, okurunu sarıp sarmalayan bir kitap…” okumakicinkitaphalleri
“Öyle güzel bir kitap okudum ki hislerimi ne kadar ifade etsem mutlaka eksik kalacak gibi.” baharkitapligi
“Konusu ve anlatım dili olarak beni yürekten etkileyen kitaplarımın arasında yerini aldı. Her yaştan insanın okumasını yürekten istediğim, ders çıkarılacak nitelikte bir kitap...” muhendisanneninkitaplari
S.E. Durrant'ın Gökyüzü Özlemi kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.