Anadolu Korku Öyküleri Serisi 3. Kitabı: Yılgayak

“Tam vaktinde yetiştin. Birazdan gün geceye kavuşur. Törenimiz başlamadan otur, soluklan.”

Türk mitolojisi ve efsanelerinin gizemli kasabalarında, uçsuz bucaksız ormanlarında yaşanan sırların süslediği Yılgayak’ta korkunun dozu artıyor. Anadolu’nun kendine özgü masallarını günümüze taşıyan öykülerde, terk edilmiş köylerdeki hortlaklar, asırlık lanetler, öç almak için gelen ölüler, yabancı bir bedene sıkışıp kalan ruhlar anlatılıyor. Kitap, ismini Türk halk kültüründeki, “evrenin uyuduğu zaman” tüm varlıkların sadece bir anlık ölüp dirildiği yeni yıl başlangıcından alıyor.

Kuru elleri, derin çizgili yüzüyle asırlık bir ağaç gibi duran Cazı Nene öyküsü, Karadeniz’de geçiyor. Öykü, lohusa gelinlerine gelen “pişe”yle, gece evin pencerelerine tırnaklarıyla vuranlarla, kış rüzgârlarıyla dağdan inenlerle buluşturuyor sizi.

“Toprak cömertti, vefakârdı. Kendisine teslim edilenleri kabul eder, misliyle geri öderdi.”

Homofobik bir adamın işlediği cinayetler sonrasında, kendisini anlam veremediği bir törenin ortasında bulmasıyla yaşadığı çaresizliği soluksuz okuyacaksınız. Issız bir kasabaya tayini çıkan öğretmenin, yerli halk ile birlikte her akşam izlemek zorunda kaldığı dehşet dolu gölge oyunları tüylerinizi diken diken edecek. Kral mezarından çıkan bir madalyonun zamanı eğip büken tılsımını, Yaşbaz öyküsündeki olayların döngüselliğinde bulacaksınız. Önemsiz gibi görünen detaylarda saklı sırlarla yüzleşmek zorunda kaldığınızda, anlayacaksınız ki her taş sıradan bir taş olmayabilir.

Küçük bir köyde yaşayan çocukların başına gelenlerin nedenini öğrenmek için sabırsızlanırken kanınız donacak. İntikamdan beslenen bir varlığın ne kadar acımasız olabileceğini gördükçe zulmeden tarafta mı yoksa intikam alan tarafta mı olacağınıza karar veremeyeceksiniz. Misafirlerin nereden gelip nereye gideceğini kestiremediğiniz bir öyküde masumiyetin nasıl şekil değiştiren bir şey olduğuna tanık olacaksınız.

“Bir köşede iki boş tabut, ölümü çağrıştırırcasına kasvetli görünmekteydi.”

Çoğu yerel konuşma diliyle yazılan korku öyküleri, yaşanan gerilimlerin gerçekçiliğini arttırarak sizi içine almayı başaracak. Bu kitapta, Anadolu’nun dilden dile dolanan, nesilden nesle aktarılan korku ve gerilim dolu, sözlü edebiyatı ile karşılaşacaksınız. Yılgayak kitabı, bu sözlü edebiyatın çağdaş kurgularla harmanlanarak, büyüsü bozulmadan yazıya dökülmüş eseridir.

Açılmaması gereken kapıların arkasındaki gizemle yüzleşmeye hazır olun! Rüya olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar ürkütücü olan hikâyelerin içinde yol alırken kalp atışlarınızın hızlandığını hissedeceksiniz. Yılgayak kitabını, öykülerin sonuna bir önce ulaşmak için nefes almadan, dehşete kapılarak okuyacaksınız.

Yılgayak kitabındaki öyküler, son ana kadar sırlarını saklamayı başarıyor, tahmin edemeyeceğiniz kadar ürpertici şekilde bitiyor. Kitabı kapattıktan sonra bile etkisini üzerinden atamayacağınız korku öykülerini Ölümle yaşam, gerçekle hayal arasında gidip gelen öyküleriyle bu kitapta Anadolu’ya has korku edebiyatının zenginliğini bulacaksınız. Belki de varlığından bile haberdar olmadığınız, kültürümüzdeki bin yıllık korku öyküleri sırlarla dolu bir yolculuğa çıkmak isteyenleri bekliyor.

 “Yılgayak” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

Kapat