Biray Üstüner: Edebiyatta kent ve kır ayrımı kalmadı
Bilgi Yayınevi Türkçe edebiyat editörü Biray Üstüner edebiyata dair görüşlerini anlattı. Bilgi Yayınları'nın gelecek projelerinden de bahseden Üstüner "Edebiyatta kent ve kır denkleminden söz edebildiğimiz dönemi özlüyorum. Günümüzde bilinen anlamıyla kent ve kır ayrımı pek kalmadı" dedi.
Biray Üstüner ile son dönem Türkçe edebiyatın sorunlarını, yazar ve yayınevi arasındaki iletişimi konuştuk. Konu yazar ve editör ilişkisine gelince Üstüner, “Çoğu, karşısında, ‘gerçek bir yetenek’ olduğunu fark edebilecek ‘yetkin’ birini bulmak umudu taşıyarak geliyor” diyerek gözlemlerini paylaşıyor.
İlk kitabını yazan bir yazar, size nasıl ulaşıyor?
Telefonla, bizzat gelerek, hiç iletişim kurmadan (hatta dosyanın içine bir minik not bile iliştirmeden) doğrudan kargo yoluyla ya da internet aracılığıyla ulaşılıyor. Yayınevinin internet sayfasında yazar adayı başvuru formumuz var; biz bu yolla başvuruları yeğliyoruz.
İlk kitap özelinde çalışma yapan yazarlar öyküye mi ağırlık veriyor, romana mı?
Gelen ilk kitap çalışmalarının yüzde ellisi şiir, yüzde kırkı roman…
İlk kitabını yayımlatmak isteyen bir yazarın editöre bakış açısı nedir?
Bunu yazara sormak gerek. Ben gözlediğimi söyleyebilirim. Çoğu, karşısında, “gerçek bir yetenek” olduğunu fark edebilecek “yetkin” birini bulmak umudu taşıyarak geliyor. Genellikle özgüvenleri yüksek olduğundan onları düş kırıklığına uğratmadan diyaloğu sürdürmek pek mümkün olmuyor.
Geçen seneki üretiminiz nasıldı? Ekonomik krizin yaptırımı oldu mu? Krizin sürekliliğinden ve üretiminizin niteliğini etkilediğinden bahsetmek mümkün mü?
Ekonomik krizin hem kâğıt fiyatlarının artması, hem okurun alım gücünün düşmesi açısından olumsuz etkileri oldu. Biz buna karşılık kâr marjını düşürerek niteliği düşürmeden üretimimizi artırma yoluna gittik, bir önceki yıla göre daha fazla kitap bastık, üç yeni yazarı okurla buluşturduk.
Sosyal medyanın okur ile iletişimde edebiyat editörlerine ne gibi katkıları oldu? İnternetin üretim ve tüketim bağlamında edebiyata etkisi sizce nedir?
Sosyal medya, okur yorumuna, beğeni ölçütüne daha hızlı ve kolay ulaşımı sağladı. Zaman faktörü üzerinden konuşacak olursak hem üretimi hem tüketimi hızlandırıcı bir etkisi olduğunu söylemek mümkün.
İçinde bulunduğumuz yıllar itibariyle 90 kuşağı olarak nitelenen bir yazar grubundan söz edilebilir mi? 90’lar hemen hemen tüm dünyada dönüşüm ve değişim yılları… Bilim ilerledikçe şiddetin çoğalması, teknolojinin artması ve iletişimin yaygınlaşması bu dönemin edebiyatına nasıl etki ediyor veya edecek sizce?
Bunu her 10 yıl için söyleyebiliriz diye düşünüyorum. Dönüşüm ve değişim ivme kazandığı için bazı dönemler özellik arz ediyor. Çeşitlilik ve düş gücü gelişimi adına olumlu konuşulabilir; ama kişisel olarak “gerçek edebiyat” için endişeliyim.
Türkçe edebiyatın, dünya edebiyatı karşısındaki eksisi ve artıları nelerdir? Özellikle Orhan Pamuk’un Nobel alması sonrası, Türkçe edebiyata olan rağbetin sürekliliğe dönüştüğünü söylemek mümkün olur mu?
Her dilin edebiyatı o dilin konuşulduğu topraklarda gerçek değerini bulur ve korur. “Dış”a açılması (açılabilmesi) bir artıdır. Nobel armağanının, “Türkçe” okurun Türkçe edebiyata rağbetini artırdığını sanmıyorum ama yazara ilgiyi artırmıştır.
Yeni dönem Türkçe edebiyatta içeriksel yaklaşımların ve biçimsel arayışların ortaklığından söz edilebilir mi? Kent ve kır denkleminde geçen hikâyelerin hısımlığı mümkün müdür? Yeni dönem edebiyatçılarının birbirinden beslendiğini iddia edebilir miyiz?
Edebiyatta kent ve kır denkleminden söz edebildiğimiz dönemi özlüyorum. Günümüzde bilinen anlamıyla kent ve kır ayrımı pek kalmadı. Yeni dönem Türkçe edebiyatta bir arayış hali hâkim ama bu arayışların ortaklığından pek söz edemeyiz. Bununla birlikte edebiyatçıların etkilenme boyutunda birbirinden beslendiğini söyleyebiliriz. Ama bu “yeni dönem edebiyatçılarıyla” sınırlı bir durum değildir, dünyanın her yerinde, her dönemde sanatçılar birbirlerinin eserlerinden az ve ya çok etkilenmiş, beslenmişlerdir.
Yeni sezonda Bilgi Yayınları edebiyat kapsamında hangi kitapları basacak?
Öncelikle çeviri kitaplarda başlattığımız serilere devam edeceğiz. Hemingway’in tüm eserleri serisine Nick Adams Öyküleri’yle devam ediyoruz. Modern klasiklerde geçen yıl başladığımız Franz Kafka ve Stefan Zweig serileri devam edecek. Ayrıca Halikarnas Balıkçısı’nın çevirilerini de basmaya başlayacağız ve ilk kitabımız Bernard Shaw’ın “İnsan Üstün İnsan” eseri olacak. Bunların dışında elbette yerli edebiyatta da yeni roman ve öykü kitaplarımız olacak.
Soner Sert
* Bu röportaj daha önce Gazete Duvar'da yayımlanmıştır.