Bilgi Yayınevi'nin, gülmece ustamız Muzaffer İzgü adına düzenlediği öykü yarışmasının ilk ödülünüSemra Bülgin kazandı. Edebiyatımız da bir “sivri uçlu kalem” daha kazandı. Bu kitapta, Semra Bülgin'e "Muzaffer İzgü Gülmece Öykü Yarışması" birinciliğini getiren gülmece öyküleri dahil, on bir öykü yer alıyor.
Yazarı bir söyleşisinde bu kitabını şöyle anlatıyor: "Altısı mizahi olan on bir hikâye var kitapta. Melez bir kitap bu. Bir hikâyede gülümserken hemen ardından gelen hikâyede hüzünlenebilirsiniz. Ortak noktaları ise hepsinin bir derdinin olması. En azından ben bu gayret içinde yazdım. Burası eskimeyen dertlerin ülkesi ve Bozma Kızın Morali'nde de bu eski ama ne yazık ki hâlâ bitmemiş olan meselelerin, çelişkilerin, kırılmışlıkların hikâye edildiği öyküler var. Bulundukları yere sığmayanları, görmezden gelinenleri, susanları, gündüz düşleri kuranları, dibe vuranları, su yüzünde gemi gibi dolaşan adamları okuyacaklar bu kitapta."
***
Tadımlık:
"Son basamakta yakalandım. Alelacele camı açıp seslendi:
“Neredesiniz, hiç görünmüyorsunuz.”
Türkân Abla. Namı diğer Erzincanlı Teyze. Gelin gitmemiş Erzincan'a. Aslında hiçbir yere gelin gitmemiş. Genç kızmış bu şehre göç ettiklerinde. Şimdi ellili yaşların başlarında veya otuzların. Bana öyle geliyor ki bazı insanlar her zaman yaşlıdır; Türkân Abla onlardan biri. Daima koyu renk, üzerine oturan ama hiçbir kadınsı çağrışıma izin vermeyen elbiseler giyiyor. Bedeni dal gibi ince uzun, memelerinin olması gereken yerde iki küçük kabartı bile yok, sırtı hafifçe eğik. “Zayıflıktan” diyor komşular. Bana göre vazgeçmişlikten; tercih edilmemiş olmanın kaçınılmaz sonucu. Saçlarını ensesinde toplayıp sıkıca tutturmuş. Bir de siyah çerçeveli gözlükleri olsa Bayan Rotenmeir'in aynısı diyeceğim. Hani Clara'nın Frankfurtlu mürebbiyesi. Ama konuşunca Frankfurtlu olmadığını hemen anlıyorsunuz." ("Tarla Kuşuydu Juliet" öyküsünden)
Kitapla ilgili yapılan bir söyleşi: Semra Bülgin: "En büyük sorunumuz dürüst olmayışımız."
Bilgi Yayınevi'nin, gülmece ustamız Muzaffer İzgü adına düzenlediği öykü yarışmasının ilk ödülünüSemra Bülgin kazandı. Edebiyatımız da bir “sivri uçlu kalem” daha kazandı. Bu kitapta, Semra Bülgin'e "Muzaffer İzgü Gülmece Öykü Yarışması" birinciliğini getiren gülmece öyküleri dahil, on bir öykü yer alıyor.
Yazarı bir söyleşisinde bu kitabını şöyle anlatıyor: "Altısı mizahi olan on bir hikâye var kitapta. Melez bir kitap bu. Bir hikâyede gülümserken hemen ardından gelen hikâyede hüzünlenebilirsiniz. Ortak noktaları ise hepsinin bir derdinin olması. En azından ben bu gayret içinde yazdım. Burası eskimeyen dertlerin ülkesi ve Bozma Kızın Morali'nde de bu eski ama ne yazık ki hâlâ bitmemiş olan meselelerin, çelişkilerin, kırılmışlıkların hikâye edildiği öyküler var. Bulundukları yere sığmayanları, görmezden gelinenleri, susanları, gündüz düşleri kuranları, dibe vuranları, su yüzünde gemi gibi dolaşan adamları okuyacaklar bu kitapta."
***
Tadımlık:
"Son basamakta yakalandım. Alelacele camı açıp seslendi:
“Neredesiniz, hiç görünmüyorsunuz.”
Türkân Abla. Namı diğer Erzincanlı Teyze. Gelin gitmemiş Erzincan'a. Aslında hiçbir yere gelin gitmemiş. Genç kızmış bu şehre göç ettiklerinde. Şimdi ellili yaşların başlarında veya otuzların. Bana öyle geliyor ki bazı insanlar her zaman yaşlıdır; Türkân Abla onlardan biri. Daima koyu renk, üzerine oturan ama hiçbir kadınsı çağrışıma izin vermeyen elbiseler giyiyor. Bedeni dal gibi ince uzun, memelerinin olması gereken yerde iki küçük kabartı bile yok, sırtı hafifçe eğik. “Zayıflıktan” diyor komşular. Bana göre vazgeçmişlikten; tercih edilmemiş olmanın kaçınılmaz sonucu. Saçlarını ensesinde toplayıp sıkıca tutturmuş. Bir de siyah çerçeveli gözlükleri olsa Bayan Rotenmeir'in aynısı diyeceğim. Hani Clara'nın Frankfurtlu mürebbiyesi. Ama konuşunca Frankfurtlu olmadığını hemen anlıyorsunuz." ("Tarla Kuşuydu Juliet" öyküsünden)
Kitapla ilgili yapılan bir söyleşi: Semra Bülgin: "En büyük sorunumuz dürüst olmayışımız."