Can Deniz'in Gözüyle Mucizeli Hayvanlar Kulübü

Ayşegül Çelik’in çocuklar için (ve bence aynı zamanda büyükler için) yazdığı bir hikâye Mucizeli Hayvanlar Kulübü. Bilgi Yayınevi’nden geçtiğimiz ay içinde yayımlandı. Uzun zamandır yeni bir öykü, hatta öykü kitabı bekliyordum Ayşegül’den. Bunu ona sormuştum da. Bana aklımda başka bir şeyler var deyip geçiştirmişti. Meğer aklından mucizeli bir hikâye geçiyormuş. Çocuklar için bir kitap beklemiyordum doğrusu ama kitabın hayvanlarla ilgili olmasına hiç şaşırmadım. Çünkü Ayşegül’ü Datça’nın kedisi, köpeği, tüm sokak hayvanları tanır, tanımayan da adını duymuştur mutlaka.

 

*Can Deniz'in legolarla yaptığı Mucizeli Hayvanlar Kulübü üyelerinin bazıları: Sırasıyla doğu puması, siyah gergedan, pungu balığı, balaban kuşu, güneş ayısı ve pinta kaplumbağası.

Ayşegül bu kitapta nesli tükenmiş ya da tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanları bir sitede birlikte ders çalışmaları amacıyla kurulmuş bir kulübe (sonradan Mucizeli Hayvanlar Kulübü’ne dönüşecek) üye olan bir grup çocukla bir araya getirmiş. Onların dilinden çocuklar anlayabilirdi sadece, çünkü biz büyükler iş gibi, para gibi, inşaat veya politika gibi çok daha önemli, ciddi meselelerle ilgileniriz. Bir puma karşısında ilk düşüncemiz de onu ortadan kaldırmak olur çoğumuzun. Can Deniz’den sonra kitabı ben de okudum ve şunu fark ettim, evet, dünyada bugüne kadar yüzlerce hayvan türünün nesli bizim yüzümüzden tükendi, hâlâ bu tehlike altında olan onlarca farklı tür var ve biz bunu umursamıyoruz, bir yerlerde görüp okumadıkça, duymadıkça farkında bile değiliz. Doğal alanların azalması, hayvanların yok olması bize bir masal gibi geliyor, bunun için ne yazık ki kılımızı kıpırdatmıyor ve belki de en kötüsü bir şeyler yapmak istesek ne yapabileceğimizi bile bilmiyoruz. Aynı dünyada yaşadığımız bir hayvan türünün bizim yüzümüzden artık var olmaması nasıl oluyor da dert edindiklerimiz listesinde son sıralarda yer alabiliyor akıl alır gibi değil. Kurduğumuz ve içinde yaşadığımız sistem bizi neye dönüştürdü?

Sekiz yaşındaki oğlum Can Deniz alıp eve getirdiğim kitabı büyük bir merakla karşıladı ve hemen okumaya başladı. Okurken de ikide bir yanıma gelip bir şeyler söyledi kitapla ilgili. Biliyor musun baba doğu pumasının nesli tükenmiş. Baba sen biliyor muydun güneş ayısı kaplumbağayı kafasının üstünde taşıyormuş. Öğrendiği hayvanların internetten fotoğrafları ya da videolarını bulup izlemek de istedi. Birlikte izledik. Baktım ki Can Deniz kitabı çok sevdi, ben de şöyle düşündüm, madem hayvanlar en çok çocukları sever ve çocuklar en çok hayvanları, Ayşegül Çelik de bu kitabı hayvanlar ve çocuklar için yazmış, o zaman kitap hakkında ben bir şeyler yazacağıma, Can Deniz’le söyleşeyim ve onun fikirlerini öğreneyim. Söyleşi fikrini ortaya atınca Can Deniz önce bir kalabalığın önünde bunu yapacağımızı sanıp istemedi ama sonra baş başa olacağımızı ve sözlerini yazıya geçireceğimi söyleyince kabul etti. Sorularımı sordum, kalabalık karşısında gibi heyecanlandı, ses kaydını aldım ve sonra çözümledim, söylediklerini biraz kısaltarak ama tamamen onun cümleleriyle buraya aktardım. İşte Can Deniz’in gözünden Mucizeli Hayvanlar Kulübü

Özgür: Mucizeli Hayvanlar Kulübü’nü okudun mu?

Can Deniz: Okudum.

Ö: Peki nasıl buldun kitabı? Biraz bahseder misin?

C: İyi buldum. En sevdiğim hayvan puma oldu ve bu hayvanların neslinin tükenmesine de üzüldüm.

Ö: Kitabın nesini sevdin en çok?

C: Bu maceraları, hikâyeleri… Hayvanlar böyle her kulübe gelişinde azaldığı için çok merak ettim, hepsi en sonunda yok olacak mı, hiçbiri gelmeyecek mi diye.

Ö: Peki üzüldün mü hayvanların durumuna?

C: Evet, çok üzüldüm.

Ö: Sence çocuklar bu hayvanları kurtarabilirler miydi?

C: Yani, anneleri babaları bir tanesinin bakkala gitmesine bile izin vermiyormuş, o yüzden, bilmem yani. Kendilerine inanırlarsa yaparlar belki.

Ö: Sonradan bir tanesi hayvanbilimci olmuş, bir tanesi veteriner olmuş…

C: Evet, bazıları da bilim insanı olmuş.

Ö: Evet, bilim insanları bazı şeyleri değiştirebilirler belki, değil mi?

C: Evet.

Ö: Peki, sen bu Mucizeli Hayvanlar Kulübü’nde olsaydın onlar için ne yapmak isterdin?

C: İşte, o hayvanlar geldiğinde bakardım, bu hayvanlar nereden geldi derdim, onlar geldikleri yeri söylediklerinde, konuştuklarını anlardım, çok şaşırırdım. Ondan sonra da onların söyledikleri şeyi, mesela doğa tehlike altında diye bir şeyler söylerlerse onlara yardım etmek isterdim ama çocuk olduğum için oraya gitmem çok mümkün olmayabilirdi.

Ö: Büyüdüğünde giderdin belki, ha?

C: Büyüdüğümde giderdim, hayvanbilimci olurdum.

 Ö: Hayvanbilimci olmak ister miydin sen de?

C: Evet ama büyüyünce tenis oynamak istiyorum.

Ö: Tamam canım, yine oynayabilirsin. Aynı zamanda da başka bir şeyle ilgilenebilirsin. Peki, bu nesli tükenen hayvanlar neden böyle kötü bir duruma düşmüşler, neden nesilleri tükenmiş, bunları öğrendin mi bu kitaptan?

C: Evet, mesela altın kurbağanın nesli iklim değişikliği yüzünden tükenmiş. Bazılarının da nesillerinin tükenme sebebi avcılıkmış.

Ö: Evet, peki sence iklim değişikliği nedir? Ne biliyorsun iklim değişikliği ile ilgili?

C: Yani, çok bir şey bilmiyorum.

Ö: İklim değişikliği neden oluyor?

C: Pek bilmiyorum onu.

Ö: Mesela, her yere fabrikalar yapılıyor…

C: Aa, evet. Mesela fabrikalardan gelen sular da altın kurbağanın yaşadığı bir göle gelmişti. O da terk edememişti, çünkü bazı kurbağalar terk edemiyormuş.

Ö: Evet, yaşam alanları yok oluyor, değil mi? Ondan sonra çok enerji harcıyor insanlar.

C: Hı hı.

Ö: Madenler, fabrikalar, her yere şehirler kuruluyor. Sen çevreyi korumak isterdin değil mi?

C: Evet isterdim.

Ö: Sence dünyadaki en kötü şeyler neler?

C: Hayvanlarla ilgili mi?

Ö: Genel olarak?

C: Savaş çok kötü. En kötüsü o zaten. Hayvanların neslinin tükenmesi, hayvanları avcıların yakalaması, doğanın kirlenmesi, fabrikaların göllere atık sularını atması…

Ö: Biz bunun için bir şey yapabiliriz değil mi, yapmalıyız yani.

C: Evet, yapabiliriz belki, nesli tükenen hayvanlar için çok üzülüyorum çünkü ben.

Ö: Peki bu kitapta en çok hangi hayvanı sevdin?

C: Ben doğu pumasını sevdim.

Ö: Neden?

C: Çünkü doğu puması ilginç geldi bana.

Ö: Daha önce duymuş muydun bu kitaptaki hayvanları?

C: Yok, duymamıştım.

Ö: Ne kadar çok hayvan var dünyada.

C: Bir de güneş ayısı değişik geldi. Boyu bir metreymiş, benim boyumdan birkaç santimetre kısaymış.

Ö: Bu hayvanların nesilleri yok olsa ne olur ki, kötü bir şey mi bu?

C: Bence çok kötü bir şey...

Ö: Neden, mesela puma olmasa sen ne kaybedersin?

C: Yani, doğada yaşayan hayvanlardan bir tanesini kaybederim.

Ö: Onların hiçbirini kaybetmek istemiyorsun yani.

C: Evet. İstemiyorum.

Ö: Peki burada çocuklar doğru şeyi mi yaptılar?

C: Bence doğru yaptılar, mesela onlar büyüdüğünde, daha fazla hayvanın nesli tükenmesin diye bilim insanı, hayvanbilimci oldular. Çünkü bilim insanları hayvanların avlanmasını engellemeye çalıştılar.

Ö: Peki, sen de Mucizeli Hayvanlar Kulübü’nde olmak ister miydin?

C: İsterdim. Büyüyünce gerçekten Ezgi gibi bir mühendis olabilirdim. Mühendis olup, neydi o? Uydu muydu?

Ö: Uydulardan hayvanları takip etmek mi?

C: Yok, elektrik miydi?

Ö: Ha, elektrik mühendisi olmuştu o. Doğayı kirletmeden temiz enerji üretmeye çalışıyordu.

C: Hı hı, ben zaten bir tane arkadaşımla bir keresinde parka gitmiştik, aslan heykeli var, orada bir sürü çöp vardı. Doğayı temizlemek için oradaki çöpleri topladık.

Ö: Harika. Peki, sen bildiğim kadarıyla hayvanları seviyorsun. En çok hangi hayvanı seviyorsun?

C: Ben kedileri seviyorum.

Ö: Doğu puması da bir kedi türüydü zaten, değil mi?

 C: Evet.

Ö: Şimdi kapı çalınsa, kapıyı açtığında karşında doğu pumasını bulsan ne yapardın, ona ne derdin?

C: Onu çok severdim, bizim Titrek gibi kafasını okşardım. Sarılırdım, bir de onun için üzgün olduğumu söylerdim.

Ö: Hayvanları avlayanlara, doğaya kirletenlere ne söylemek isterdin?

C: Onlara, “hayvanları avlamayın çünkü onların nesli tükeniyor” demek isterdim. Doğayı kirletmesinler çünkü doğanın dengesi bozuluyor.

Ö: Son olarak bu kitabın yazarı olan Ayşegül, yeni bir kitap yazsa neyle ilgili olmasını istersin?

C: Dinozorlarla ya da yılanlarla ilgili olabilir, yılanlar çok ilgimi çekiyor çünkü.

Ö: Teşekkürler...

Özgür Mutlu – Can Deniz Mutlu

 

Bu röportaj Datça Kültür ve Sanat Dayanışması’nın Mart 2022 sayısından alınmıştır.

Mucizeli Hayvanlar Kulübü... Dikkat! Büyük Bir Maceraya Yuvarlanmak Üzeresiniz! 

 

 

 

 

 

 

 

Kapat