Cumhuriyetin Gerçek Hanımefendisi: Mevhibe Hanım
Turgut Özakman, Cumhuriyet kitabında İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım ile ilgili oldukça ayrıntılı bilgiler verir. Mevhibe Hanım’ın yaşamı, kendi başına cumhuriyetin doğuşu ve gelişimini en güzel anlatan örneklerden birisidir çünkü. İsterseniz kısa bir süre o günlere dönelim.
İsmet Paşa Lozan’da ikinci tur görüşmeler için eşi Mevhibe Hanım’ın da kendisine eşlik etmesini istemektedir ancak Mevhibe Hanım, kapalı bir muhitte yetişmiştir. Sokağa çarşafsız çıkmayan, evde başörtüsüz dolaşmayan bir Anadolu kadınıdır. İsmet Paşa kendisini de Lozan’da götürmeyi teklif ettiğinde o zaman yirmi altı yaşında olan Mevhibe Hanım’ın rengi attı:
- “Paşacığım, size inanıyorum ve hak veriyorum. Çoğu yöneticilerin ve komutanların hanımları geliyor. Biz de aramızda konuşuyoruz, bu böyle gitmez diye ancak benim bu yaşa kadar gördüklerimin tersini yapmam çok güç. Eminim yeni kuşaklar, sizin görüşlerinize çok daha iyi uyacaklardır.”
İsmet Paşa eşinin elini bırakıp ayağa kalktı:
- “Yeni hayata birlikte başlamak için sizden cesaret istiyorum. Desteğinize muhtacım, Lozan’da beni bundan mahrum bırakmayın. Lütfen.”
Ertesi gün İsmet Paşa eşi Mevhibe Hanım’la birlikte Lozan’a doğru hareket etti. Mevhibe Hanım çarşaflıydı. Sadece yüzü açık olsa da eliyle ağzını örtüyor, bir erkek gördüğündeyse kompartımana geri kaçıyordu.
Lozan’a vardıktan sonra Mevhibe Hanım, eşini dualarla uğurladıktan sonra, İffet Hanım ile Lozan’ı gezmeye çıkmaya başladı. Burası bambaşka bir dünya idi. Öğrenmek için safça sorular soruyor, İffet Hanım bu sorular karşısında kahkahalar atıyordu. Mevhibe Hanım, artık eliyle ağzını kapatmayı bırakmış, bir suçlu gibi başı öne eğik yürümekten de kurtulmuştu. Yaşlı kadınların dışarıda gezmesine, pastanelerde sohbet etmesine, spor yapmasına hayran kalmıştı. Şehirdeki kadınların evlerine kapanıp kalmaması, güzel güzel giyinip dışarıya çıkmaları, Mevhibe Hanım’ın görüşlerini ciddi biçimde sarsmaya başlamıştı.
Bu gezmelerden birinde İffet Hanım’ın ısrarı ile kendisine bir manto, tayyör, topuklu ayakkabı ve bir şapka aldı. Otele geldiğinde dayanamayıp aldıklarını hemen üzerinde denedi. Şapkanın saçlarında nasıl duracağına bakarken birden kapı açıldı. Mevhibe Hanım şapkayı gizlemeye fırsat bulamamıştı. İsmet Paşa:
- “Hanımcığım niçin çıkardın, çok yakışmıştı.”
- “Çocukça bir hevesle aldımdı, galiba alışamayacağım”.
Oysa Mevhibe Hanım, kendisinin de bilmediği kadar güçlü bir Anadolu kadınıydı. Bu olaydan üç dört ay kadar sonra 24 Temmuz günü geldiğinde, barış antlaşmasının imza töreni için Lozan bir gelin gibi süslenmişti. Mevhibe Hanım tören için oteldeki odasında hazırlanırken İsmet Paşa, kendisine seslenerek İffet Hanım’ın geldiğini bildirdi. Kapı açıldı. Mevhibe Hanım yatak odasından çıktı. Başında siyah bir şapka, üzerinde çok şık bir pardösü, kolunda zarif bir çanta vardı. İsmet Paşa hayranlıkla bakakaldı:
- “Barış kadar güzelsin.”
Mevhibe Hanım çarşaf ve peçeyi çıkartmakla kalmadı. Cumhuriyet balolarında Mustafa Kemal ile ilk dansı açan, evinde davetler düzenleyip konukları ağırlayan, son derece güzel giyinen, ata binen, Ankara’nın otomobil kullanabilen ilk kadını o oldu. Yoksullara yardım için Yoksul Kadın Yardım Cemiyeti’ni kurdu.
Turgut Özakman’ın iki kitaplık Cumhuriyet romanı 28 Eylül 1922 – 29 Ekim 1923 (Birinci Kitap) ve 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938 (İkinci Kitap) arasındaki on beş yıllık dönemi anlatır. “Tarihimizi doğru bilirsek, aramızdaki anlaşmazlıkların çoğu sona erer” diyen Özakman’ın belgeler ışığında hazırlanan iki ciltlik başyapıtını mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
İndirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile isterseniz bu bölümün geçtiği Cumhuriyet - Birinci Kitabını buradan, isterseniz de iki kitabın bir arada sunulduğu Cumhuriyet – Birinci ve İkinci Kitap Setini buraya tıklayarak satın alabilirsiniz.