Eski Türklerin İnancı: Gök Tanrı Dini

Kutsal Topaloğlu’nun Tanrı’nın Temsilcileri adlı kitabı heyecan dolu bir polisiye olmanın ötesinde Dinler Tarihi ve Antik Uygarlıklar konusunda çok farklı bilgiler de içeren eşsiz bir roman. Kitapta Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlığın kökenlerini araştıran kişinin eninde sonunda varacağı yerin Aşağı Mezopotamya uygarlıkları, özellikle de Sümerler olduğu anlatılıyor.

Eski Türklerin ana inancı olan Gök Tanrı dini romanda şöyle anlatılıyor: “Bu inanca sahip olanlar insan odaklı düşünmezler tabiatı. Her şeyin bir nimet olduğu, insan için yaratıldığı düşüncesi yoktur bu inançta. Koyunlar insanların sofrasına pirzola olsun diye dünyaya getirmezler kuzularını. İneklerin insanlara süt sağlamak gibi bir derdi, katırların develerin yük taşımak gibi bir hevesi yoktur. Kiraz ağacının tabaklara meze yetiştirmek değildir hedefi.  Ancak bu, insanın ihtiyaçlarını tabiattan karşılamaması gerektiği anlamına gelmez. Dengesi bozulmadan yararlanılmalıdır ondan. Hayvanların ve bitkilerin de amacı, aynı insanlar gibi üremek, soylarını devam ettirmektir. İnsanın ihtiyacından fazlasını tabiattan almaması gerektiğine, bu bilinci yitiren her insanın zamanla ruhunu kaybedeceğine ve hastalıklı bir kişiliğe dönüşeceğine inanılır. İnsanların bir ruhu varsa eğer, çiçeklerin, atların, köpeklerin, fillerin, kaplumbağaların ve tabiattaki her şeyin de az ya da çok bir ruhu vardır çünkü”.

Kitapta her zaman tek eşli olan ve tüm törenlerini kadın-erkek bir arada yapan Türklerin yaşam tarzının da Gök Tanrı diniyle uyumlu olduğu anlatılıyor. Romanda ‘pagan’ denilerek küçümsenen inanışların insanlık tarihinin her türlü bilgi birikimini, genetik kodlarını içinde barındırdığı ve bu eski inancın bugünkü dinlerin içinde günümüze kadar geldiği aktarılıyor.

Kutsal Topaloğlu’nun Tanrı’nın Temsilcileri adlı kitabı, okumaya başlayınca bir daha elinizden bırakamayacağınız, sürükleyici, gerilim dolu, müthiş bir polisiye roman. Tanrı’nın Temsilcileri, dinler tarihi, eski uygarlıklar ve Şamanizm gibi pek çok konuyu da içeren, benzerlerinden farklı bir kitap. 

Washington’da yaşayan yirmi iki yaşındaki Joshua’nın yolu hiç beklenmedik şekilde Çift Başlı Kartal ile kesişir. Çift Başlı Kartal ilk olarak, Masonlar Müzesi'nde karşısına çıkar Joshua’nın. Ancak bu kadarla kalmaz. Farklı dinlerin, toplumların, ülkelerin, şehirlerin, üniversitelerin, kamu kurumlarının simgesi olan Çift Başlı Kartal, kısa süre içinde Joshua’nın yaşamını alt üst eden bir imgeye dönüşür. Joshua küçükken kaybettiği babasının fotoğrafına bakarken bir kez daha karşılaşır Çift Başlı Kartal’la. Babası Erzurum’da Çifte Minareli Medrese’nin önündedir, arkasında ise Çift Başlı Kartal görünmektedir.

Çift Başlı Kartal’ın izini süren Joshua, Washington’dan İstanbul’a, oradan da Erzurum’a gelir. Çifte Minareli Medrese’den sonra ziyaret ettiği Atatürk Üniversitesi’nde kendisine yardımcı olabilecek bir akademisyenle tanışır Joshua. Fırat ve Dicle nehirleri boyunca bir araştırma yapacak olan hoca ile birlikte yollara düşen Joshua’nın Eğin’den (Kemaliye) başlayan macera dolu yolculuğu, Keban Baraj Gölü’nün kıyısından Nemrut Dağı’nın eteklerine ulaşır. Urfa üzerinden Harran, Halfeti ve Zeugma Antik Kenti'ni gezen ikili daha sonra Fırat’ın izinde Suriye ve Irak’a geçer. Irak’ta Ramadi’de başladıkları yolculuk Aşağı Mezopotamya üzerinden, Fırat’ın Basra Körfezi'ne dökülen sularıyla birlikte son bulur.

Joshua, Fırat’ın doğduğu topraklardan döküldüğü yere doğru ilerlerken, Washington’da başlayan bir cinayet soruşturması da beklenmedik bir şekilde Türkiye’ye uzanır. Kitap, Fırat ve Dicle gibi farklı kollardan beslenerek gelişir, Türkiye’den Suriye’ye, oradan Irak’a akar. Aşağı Mezopotamya’da Basra Körfezi’nde denize dökülen sularla birlikte roman da çarpıcı bir finale doğru adım adım ilerler. Gerilim dolu bu yolculuk sırasında Joshua ile Hoca vardıkları her yerde eski uygarlıkların ve inanışların da izini sürerler: Nemrut’ta Kommagene Krallığı; Urfa’da Zerdüştler ve İbrahim Peygamber, Irak’ta Antik Mezopotamya uygarlıkları ve Sümerler.

Bu gerilim dolu yolculukta, sanki Çift Başlı Kartal da Joshua’yla birliktedir, ancak Joshua, Kartal onu tehlikelerden koruyor mu, yoksa ölüme mi götürüyor bir türlü emin olamaz.

Gerilimin bir an bile eksilmediği kitap sizi bir yandan cinayet soruşturması üzerine sorular sormaya iterken diğer yandan Atalar Kültü, Şamanizm, Gök Tanrı Dini ve eski uygarlıklar üzerine düşünmeye yöneltiyor.

Müthiş bir gerilim, usta işi bir kurgu ve şaşırtıcı bir final.

Şimdiden, 2018’in Çok Satan Kitapları arasında olacağı konuşulan Kutsal Topaloğlu’nun Tanrı’nın Temsilcileri adlı romanını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.  

 

 

 

 

Kapat