Gelecekleri çalınmış, acılı, yaralı, umutsuz, sabırlı, üretken kadınlar…

Bugün 8 Mart, “Dünya Kadınlar Günü” ya da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”.  Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez” sözüyle yücelttiği, ancak yıllardır kendi kurtuluşunu sağlayamamış, yakınları tarafından çaresiz bırakılmış, ezilmiş, hayalleri elinden alınmış, özellikle çocukları için yaptıkları fedakârlıklarını görüp duymadığımız, unuttuğumuz birkaç sıradan kadını anımsamak istemez misiniz? 

Sessizce acı çekenler, acılara kör ve sağır kalanlar… Ezik, kırık, parça parça olmuş kimlikleriyle kadınlar… Unuttuğumuz, kaderlerine terk ettiğimiz, fark ettiğimizde yüreğimizin telini titreten kadınlarımız… Öyle çoklar ki… Hepsinin fotoğrafı, Gözen Küçükerman’ın kaleminin ucunda… Küçükerman, “Adı unutulmayan kadın Ayla Kutlu”ya ithaf ettiği Adı Unutulmuş Kadınlar” kitabında, hayattan ve yakınlarından alacaklı, kaderlerine terk edilen, sessizce acı çeken, unutulan kadınları ve onların acılarına kör ve sağır kalanları anlatıyor bizlere. Kitapta, geçmişleri kolayca ellerinden alınmış, “gönlünün kaydığı”na kavuşamayıp istemediği hayatlara sürüklenmiş, unutulmuş, taşıdıkları yıkıcı-yakıcı-derin yaralarla basit ve sıradan yaşayan Çerkez, Ermeni, Selanik kökenli, Kürt, Türk, Arap, Arnavut, Kosovalı, Sünni ve Alevi, kimsenin tanımadığı sadece yakınları ve sevdiklerince adı unutulamayan kadınların yürek burkan öyküsü yer alıyor.

“Adı Unutulmuş Kadınlar”da, bir kadının gözünden tanıdık duygularla, köylü-şehirli, şanslı-şanssız, gecekonduda- lüks dairelerde yaşayan, okuyamamış- iyi eğitim almış, fakir- zengin, ezilmiş-otoriter, 13 yaşında evlendirilen çocuk gelin-sevdiğiyle evlenemediğinden evde kalmış gibi birbirinden çok farklı, sıradan dokuz kadının etkileyici hayatını öğrenebilirsiniz. Öykülerde, ruhlarında oluşan ağır depremlerin izlerini taşıyan, çaresizlikler içinde kıvranan, acı çeken, ezilen, kırılan, unutulan, anaç, fedakâr, cefakâr, sabırlı, idare edici, üretken, yoğu var eden, sıradan yaşamların yanı sıra hastalıkla mücadele eden iyi yetişmiş, varlıklı otoriter, şanslı, eğitimli gibi birbirinden çok farklı kadının yakınlarında bıraktığı izleri içiniz burkularak okuyacaksınız.

Güldane, Suzan, Senem, Ayla, Hasibe Hatun, Fadime,  Sekine, Bayramhan, Zeynep, Seyfur,  Seval, Selvi,  Sadiye Hanım, Neval, Kehribar, Kadriye, Prizren’li Hayriye Hanım… İşte adı da varlığı da sadece yakınları ve hayatlarına bir şekilde dokundukları tarafından unutulamayan; “hayattan”, “sevdiklerinden” ve yakınlarından alacaklı, sevgi, hüzün ve rahmetle anılan “Adı Unutulmuş Kadınlar”dan birkaçı…

Yaşanılan “o” anı; ana ve yan karakterlerin ruh halleri, davranışları ve olayın geçtiği ortamın tüm ayrıntılarının anlatılmasıyla başlayan öykülerin kimisinde geçmişe ilişkin izlere yer verildikten sonra yine “o” ana ilişkin çarpıcı, sürpriz ve şaşırtıcı bir son ile bitiyor. Ama siz, kafanızda öyküye devam ederken buluveriyorsunuz kendinizi…

-Babası olmayan, Suzan’ın üç kızının en büyüğü, beş yıldan beri teyzesi Senem’in yanında kalan Güldane, evde bulduğu dergileri, kitapları okuyor her fırsatta, radyo dinliyor, evin dışını da anlamaya çalışıyor…

Ama, 17 yaşına girdiğinde teyzenin avukat eşinin cinsel saldırısını örtbas edip dedikoduları durdurmak için yaşlı, çulsuz odacı ile apar topar evlendiriliyor… Oysa O’nun gönlü, kuzeni Danyal’da… Suzan, gül gibi kızı için ne hayaller kurmuş, kimlere gelin vermişti gönlünce… Ne annesi geldi Güldane’nin ne kendi gitti annesine, her şey gizlice oldu bitti.

-Annesini üç yaşındayken kaybeden, 6 kardeşin en küçüğü Sekine… 13 yaşında İstanbul’da kapıcılık yapan felçli Hüseyin Efendi’nin çocuk sahibi olması için halasının kızı Seyfur’a kuma gitmesi… Nefret, acı, kader, hınçla geçen 30-35 yılın ardından gecekondu satın alıp oğlu ile birlikte kendine yeni bir düzen kurması ve hiç beklenmedik bir duruma isyan etmesi…

Sekine… Ne olduğunun farkında bile değil, kaderi belirlenmiş, çizgisi çizilmiş alnına, bunu hissediyor sadece. Sanki hiç yaşamamış, hiç yaşı olmamış gibi… Bir küçük kadın olmuş Sekine. Çocukluğu hiç olmamış bir kadın!  Sekine bu kadar kolayca elinden alınan geçmişini, hayallerini, genç kızlığını istiyor, teslim etmeyecek kolay kolay. Ona sorsalar, bir sorsalar, ama sormuyorlar! Sekine’ye hiçbir şey sormuyorlar… Arada neler oldu, neler bitti Allah bilir. Daha doğrusu Sekine dışında herkes bilir. Neler alındı, satıldı, nasıl pazarlıklar edildi hiç bilmedi; sadece içindeki boşluğun gittikçe büyüdüğünü bildi o. Apartmandan dışarı çıkmadan, evdekileri de bakıp görmeden bir buçuk yıl geçirdi. … Yapılanı unutmuyor, kendi unutsa çocuklarına unutturmuyor, izin vermiyor buna. Affetmeyi, nefreti peynir ekmek gibi devamlı yiyor, taze tutuyor. Şehirle hiç ilgisi yok. Ne akraba gezmesi, ne bayram, ne Pazar yeri. Bunlara yer yok hayatında.

“Kahpe şehir. Gücün bana yetti. Beni aldattın!”

- Hasibe Hatun o yılın 22Aralık Şeb-i Yelda gününe kadar sağlıklıydı. O günü, dostları, komşuları, çocukları, torunları ile kutladı… Ancak eller öpülüp konuklar dağıldıktan snra fenalaşınca, Hasibe Hatun’un o zamana kadar kendini zorladığı anlaşılmıştı. Bastonunu yere vura vura, dimdik yürüyen Hasibe Hatun yatağa düştü. Doktorun ilaçları da kendi yaptığı Lokman Hekim ilaçları da fayda etmedi…

-Prizren’li Hayriye Hanım, temizliği imrenilecek gibiydi… Lafı ayağa düşürmek, açık vermek, hele kocasının ona karşı ne kadar eli sıkı davrandığının belli etmek, onun yapısına tersti. Kocasının, çocuklarının hatalarından bahsetmek… Asla!

…Komşumun harcama konusundaki tedirginliği, aşırı temkinli davranışı, kocasının bulunduğu ortamlarda iyice belirginleşirdi. Onun yanında gözleri ürkek bakardı. Yanlış yapmaktan korkar, suçlanmamak, azarlanmamak için aşırı bir dikkat gösterirdi. Sabrı, idare eden davranışları, bizi bile rahatsız ederdi. 

Aslıhan Büyükgül Bozkurt

“Sek Sek Arkadaşım Hadriyanus” ve “Bir İç Pilavın Kırk Yılı” kitaplarının da yazarı olan Yüksek İçmimar Gözen, bu kez sizleri güçlü kalemi, kendine has üslubuyla, adı unutulmuş kadınları hatırlamaya bekliyor. Özellikle sürpriz sonlarıyla ilgi çeken, farklı kadınların, farklı hikâyelerine sürükleneceğiniz “Adı Unutulmuş Kadınlar” kitabını, indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

Kapat