Gençliğimde Gıcık Olduğum Amcalardanlaşmakta mıyım?
“Yanımdaki masada iki delikanlı oturuyor. (…) İç içeyiz. Üçümüz yemeğe çıkmışız da sanki ben onlarla küsüm…
Her ne kadar küs olsak da, ister istemez delikanlıların muhabbetinin içindeyim. Biri uzun saçlı ve küpeli, öbürü dazlak tıraşlı.
- 1980 sonrası şeyler böyle oldu!
türünden son yıllarda çok kullanılan bir söylemdeler. Sanki o yılları yaşamış gibi yorum yapıyorlar. Kendilerini gereğinden genç bularak daha büyükmüş gibi yapmaya mı uğraşıyorlar? Bilmediklerinin gizlemenin koşar adım bilgiçliği içindeler belki de. İkisi birbirinin sözünü keserek, zaman zaman aynı anda konuşarak, bir yandan makarna yiyerek, bira içerek, yüksek perdeden laf tokuşturmaktalar.
Uzun saçlı ve küpeli olan, 1980 öncesi üstüne de ahkam kesmeye başlayınca, dayanamayarak karıştım muhabbete:
- Kaç yaşındasınız siz?
- Yirmi beş.
dedi dazlak. Uzun saçlı ve küpeli olan da aynı yaşta olduğunu açıkladı.
- 1980’de sıfır buçuk yaşındaydınız yani. 80 öncesi annenizin karnındaydınız, o dönemi nereden biliyorsunuz? Doğar doğmaz ebeniz kulağınıza özet bilgi mi verdi?
Sessizlik oldu bitişik düzen masalarımızda.
- Size anlatılanlardan biliyorsunuz. Annenizin babanızın konuştuklarına kulak konuğu oldunuz. Size anlatıldığı kadarıyla biliyorsunuz,
dedim.
- Evet ama, gak guk.
biçim yanıtlar verdiler. Hepsi “Evet, ama” diye başlıyordu. Siz haklı olabilirsiniz evet ama benim de bir karşı cümlem var, olmak zorunda, mantığıyla savunulan bir düello olarak görüyorlar sohbet etmeyi. Bir şey kanıtlamanın derdindeler.
Ne tehlikeli bir gençlikle karşı karşıyayız. Hem bilmiyorlar, hem de zeytinyağsız dolma olarak biliyormuş gibi yapmayı seviyorlar, hem de her konuda. Aferin lan çocuklar! Siz tamamen ve her zaman haklısınız.
Çünkü onlarla tartışmak olası değil. Her ne pahasınaysa haklı olmak istiyorlar, gençler haklıdır düşüncesiyle.
(…)
Gençlere gıcık olan yaşlı bir adamama mı dönüştüm ben? Giderek yalnız hissediyorum kendimi. Gençliğimde gıcık olduğum amcalardanlaşmakta mıyım? Yoksa davlumbaz bir duyarsızlık ve önemli şeyler yaptığını ve düşündüğünü sanarak dijital gününü gün etme salaklığı mı bu çocuklarınki?”
Eşeğin Fikri mizah, ironi, muziplik ve güzellikle yoğrulmuş bir kitap. Ferhan Şensoy bir yandan güncel konular üzerine düşüncelerini açıklarken diğer yandan insanları, toplumu, yönetim anlayışını ve en başta da kendisini eleştiriyor. Kitabın bir sayfasında kahkahalarla gülerken bir sonraki sayfada hüzünleniyorsunuz. Herkesin özellikle de gençlerin mutlaka okuması gereken bir başucu kitabı Eşeğin Fikri.
Ferhan Şensoy’un Eşeğin Fikri kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneğiyle satın almak için tıklayın.