Halikarnas Balıkçısı'nın Kızından Anılar Akın Akın
İsmet Kabaağaçlı Noonan, ünlü yazar Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) kızı. Balıkçı'nın kızı olup da sıradan bir yaşam sürmeniz olası mı? Değil tabii. İsmet Hanım sevenlerini kıramadı ve anılarını yazdı.
Adını babaannesi Sare İsmet Hanım'dan alan İsmet Kabaağaçlı Noonan'ın yazdığı sadece günlük aile anıları değil aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin son yıllarına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin büyümesine tanıklık etmiş geniş bir ailenin, Şakir Paşa Ailesi'nin hikâyesiydi. Şakir Paşa ailesi, ressam Fahrünnisa Zeyd, gravür sanatçısı Aliye Berger, seramik sanatçısı Füreya Koral, ilk kadın tiyatro yönetmeni Şirin Devrim, usta yazar Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir) gibi Türkiye’nin sanat ve edebiyat camiasında yer edinmiş sanatçıların doğduğu bir aile olarak dikkat çekiyordu. Bu ailenin bugünlere kadar uzanan macerasını ailenin içinden bir göz olarak samimi bir sohbet sıcaklığında anlatan İsmet Kabaağaçlı Noonan, kitapta Şakir Paşa'dan bugünkü torunlara kadar uzanan detaylı bir soyağacına da yer veriyor.
______________________
Arka kapak yazısı
Balıkçı'dan mektup gelir sel gibi
Merhaba'sı püfür püfür yel gibi
Bir Akdeniz var sanki yüreğinde
Saçar dünyaya cömert bir el gibi
(Sabahattin Eyüboğlu'nun 1946'daki Mavi Yolculuktan sonra babama gönderdiği dizeler)
Bizim avluya bir masa kondu. Safiye Abla (Safiye Ayla) masanın üzerine çıktı; tüm benliğiyle, yüreğiyle, büyük bir heyecanla birbiri ardına, sevilen şarkılarını söylüyor; insanlarda çıt yok, sadece gözyaşı ve alkış...
Kimler yoktu ki... Madam Roji Sabo, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüboğlu, Ruhi Su... Biraz demlendikten sonra Ruhi Su'nun “Bin destan azdır sana, bir koca kurtarana!” diyen gür ve bas sesi duyuldu. Ne sesti o yarabbim!
Babam gibi deli-dâhi bir insanla bu kadar uzun bir yaşam sürmek zordu. Ama babam da tercihini hep annemden, Hatico'dan yana kullandı.
Hatırladığım sadece, mavi atlasa sarılmış, narenciye dalları, kalalar, palmiyeler, begonviller, mimozalara bulanmış babamı Bodrumluların omuzlarına almalarıydı. Ben babamın bu insan selinde, yukarıya doğru uzanan eller üzerinde, bir elden diğerine uçarcasına geçip gittiğini gördüm...
İsmet Kabaağaçlı Noonan, ünlü yazar Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) kızı. Balıkçı'nın kızı olup da sıradan bir yaşam sürmeniz olası mı? Değil tabii. İsmet Hanım sevenlerini kıramadı ve anılarını yazdı.
Adını babaannesi Sare İsmet Hanım'dan alan İsmet Kabaağaçlı Noonan'ın yazdığı sadece günlük aile anıları değil aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin son yıllarına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin büyümesine tanıklık etmiş geniş bir ailenin, Şakir Paşa Ailesi'nin hikâyesiydi. Şakir Paşa ailesi, ressam Fahrünnisa Zeyd, gravür sanatçısı Aliye Berger, seramik sanatçısı Füreya Koral, ilk kadın tiyatro yönetmeni Şirin Devrim, usta yazar Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir) gibi Türkiye’nin sanat ve edebiyat camiasında yer edinmiş sanatçıların doğduğu bir aile olarak dikkat çekiyordu. Bu ailenin bugünlere kadar uzanan macerasını ailenin içinden bir göz olarak samimi bir sohbet sıcaklığında anlatan İsmet Kabaağaçlı Noonan, kitapta Şakir Paşa'dan bugünkü torunlara kadar uzanan detaylı bir soyağacına da yer veriyor.
______________________
Arka kapak yazısı
Balıkçı'dan mektup gelir sel gibi
Merhaba'sı püfür püfür yel gibi
Bir Akdeniz var sanki yüreğinde
Saçar dünyaya cömert bir el gibi
(Sabahattin Eyüboğlu'nun 1946'daki Mavi Yolculuktan sonra babama gönderdiği dizeler)
Bizim avluya bir masa kondu. Safiye Abla (Safiye Ayla) masanın üzerine çıktı; tüm benliğiyle, yüreğiyle, büyük bir heyecanla birbiri ardına, sevilen şarkılarını söylüyor; insanlarda çıt yok, sadece gözyaşı ve alkış...
Kimler yoktu ki... Madam Roji Sabo, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüboğlu, Ruhi Su... Biraz demlendikten sonra Ruhi Su'nun “Bin destan azdır sana, bir koca kurtarana!” diyen gür ve bas sesi duyuldu. Ne sesti o yarabbim!
Babam gibi deli-dâhi bir insanla bu kadar uzun bir yaşam sürmek zordu. Ama babam da tercihini hep annemden, Hatico'dan yana kullandı.
Hatırladığım sadece, mavi atlasa sarılmış, narenciye dalları, kalalar, palmiyeler, begonviller, mimozalara bulanmış babamı Bodrumluların omuzlarına almalarıydı. Ben babamın bu insan selinde, yukarıya doğru uzanan eller üzerinde, bir elden diğerine uçarcasına geçip gittiğini gördüm...
-
%25İNDİRİM630,00TL 472,50TL
-
%25İNDİRİM120,00TL 90,00TL
-
%25İNDİRİM300,00TL 225,00TL
-
%30İNDİRİM6.825,00TL 4.777,50TL
-
-
-
%25İNDİRİM270,00TL 202,50TL
-
-
-