Madam Bovary Sizi Çaya Bekliyor

En favori roman kahramanınız kim? Elinizde olsa, hangisiyle tanışmak isterdiniz? İyi bir kitap okurunun okuma serüveni boyunca yaşantısına eşlik ve tanıklık ettiği, ne çok kahraman olmuştur. Bazılarını çok sevmiş, ona yakınlık duymuş, hak vermiştir. Bazılarına çok kızmış, öfkelenmiştir. İster öykü ve roman, ister oyun kişisi olsun kurmaca kişiler, gerçek yazarların elinde öylesine ete-kemiğe bürünür ki okuma sürecinde onlarla empati kurmamız kaçınılmaz hale gelir. Birlikte âşık olur, birlikte savaşır, birlikte yol alırız. Üstelik avantaj hep onlardan yanadır: Biz fanilerin yanında onlar ölümsüzdür. İçlerinde yüzlerce yıldır yaşayanı bile görülmüştür! Kitaplara sığmayanlar ise kendilerini film karelerine, tiyatro sahnelerine, tuvallerin üzerine atarak ünlerine ün katmayı başarmıştır.

Bir an, sanat ve edebiyat için planlanmış ütopik bir kent düşünelim. Tüm yurttaşları, hepimizin bildiği kahramanlardan, kurmaca kişilerden oluşsun. Bu şehre gidip sokakta, yolda onlarla karşılaşmak, tanışıp konuşmak, sorular sormak, yaşadıkları evleri bulup onları ziyaret etmek, bir masada oturup karşılıklı sohbet etmek mümkün olsun. Hangi okur, böyle bir kente gitmek istemez ki?..

 

ITALO CALVINO’nun “Görünmez Kentler”i

Italo Calvino “yaşanmaz hale gelen kentlerin kalbinden doğan bir rüya” dediği “Görünmez Kentler”i yazarken benzer şeyler düşünmüş olmalı. Emin Özdemir ise “Kurmaca Kişiler Kenti”ni yazarken Calvino’nun kılavuzluğundan yararlanıyor. Aslında, Kurmaca Kişiler Kenti’ni tasarlayan da Calvino’dur. Öyle elini kolunu sallayan giremez bu kente. ‘Kente Giriş Yasası’ gereği, buranın yurttaşı olacak kurmaca kişilerin belleklerde, yüreklerde iz bırakmış olmaları gerektir. Sıradan roman, öykü ya da oyun kişileri bu kentten içeri giremez. Ziyaretçiler için geçerli yasal uyarı da giriş kapısında açıkça yazar: “Düş gücü gelişmemiş olanlar, buradan içeri giremezler!”

İnceliklerle Dolu Bir Kentin Dokusu ve Ruhu

Kurmaca Kişiler Kenti’ne doğru yol alan anlatıcı, gerekli ölçütlere uygun bulunarak kentin kapısından içeri girmeyi başarır. Kent çok dingin, çok güzeldir. Yeşil alanlara açılan geniş sokakları, köprüleri, kanalları, dinlenme alanları ve bahçeli, tek katlı evleriyle şiirsel bir görünümü vardır. Kenti etkileyici kılan bu doku ve ruhu besleyen üç özellik dikkat çeker: Her evin ön cephesinde, ev sahibiyle çağrışımsal bir bağ taşıyan duvar resimleri... Üzerine ünlü şairlerin dizeleri kazınmış ve sokakları, yolları süsleyen şiir taşları… Parklarda, kanal boylarında taş, mermer, demir ya da bronzla işlenmiş yontular. Üstüne üstlük kenti tasarlayan Calvino, evlerin mimari özelliklerini de içinde yaşayan kahramanlara uygun bir tasarımla yaptırmıştır. Ahab’ın evinin, bir gemiyi anıştırması gibi…

Kısacası bu düşsel kent, insanoğluna dair tüm estetik birikimle var edilmiştir.

RASKOLNİKOV ile vicdan muhasebesi yapmak, AHAB ile öfkelenmek…

Okur kimliğindeki anlatıcı, kentin sokaklarında dolaşır. Adres sorarak ya da bir diğer kurmaca kişinin yönlendirmesiyle merak ettiği pek çok kurmaca kişiye ulaşır. Onlara konuk olup karşılıklı konuşma şansına erişir. Duygu ve düşünce dünyalarına girerek onları daha yakından tanır, sorular sorar, yaratıcılarının ne yapmaya çalıştığını bir de onların ağzından dinler. Kendi okumalarından yola çıkarak onları bir kez daha irdeler. Gördükleri ve yaşadıkları ona kimi zaman bir şiirin dizelerini, kimi zaman benzer başka kahramanları hatırlatır. Karşılaştırmalar yapar. Önüne geldiği her ev, cephesindeki resimler, çizimler, renklerle onu durdurur. Dünyaca ünlü ressamlardan esinlenilerek yapılmış duvar resimlerini inceler. Bu resimlerin ev sahibi kahramanla ilgisini, bağlantısını çözmeye çalışır. Yoluna çıkan şiir taşlarındaki dizeleri okur. Yontulara bakar, duygusunu kavramaya çalışır.

İNCE MEMED ile başkaldırmak, MÜMTAZ ile korkmak…

Emin Özdemir yapıtında; yalnızca dünya edebiyatının değil, Türk Edebiyatının ölümsüz kurmaca kişilerine de yer veriyor. Don Kişot, Emma, Anna, Ahab, Kien, İda, Oblomov, Willy Loman ve Raskolnikov ile birlikte Zebercet, Mümtaz, Selim Işık ve İnce Memed de bu özel kentta yaşayan kurmaca kişiler.  

Kitapta adı geçenler, yalnızca bu isimlerle ve edebiyat alanıyla da sınırlı değil, resim sanatından sayısız isme de bir selam ve saygı duruşu var. Picasso’dan Rembrandt’a, Renoir’dan Van Gogh’a, Hoca Ali Rıza Bey’den Levnî’ye…

Kahraman Okur, Piyasaya Karşı!..

Kurmaca değil, gerçek bir kahraman aranırsa, o da günümüz okuru… Türedi yazarlar ve meta olarak tüketilen niteliksiz kitaplar her yerde. Her gün piyasaya çıkan sayısız kötü kitap, birbirinden özensiz, kötü çeviriler…

Emin Özdemir,  “Bilinçli okur” olmanın ne olduğu, nasıl bir okuma gerektirdiğine işaret ederek kendi okuma tecrübelerini bize aktarmanın en güzel yolunu bulmuş. Klasiklere dönmenin ve onları yeniden okumanın tam zamanı! Eline Sağlık, Emin Özdemir!    

Emin Özdemir’in “Kurmaca Kişiler Kenti” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

 

Kapat