Mutlaka Okumanız Gereken 9 Klasik
Bilgi Yayınevi olarak klasikler dizisinin içinden her okurun okuması gereken 9 kitap seçtik. İki kitap (farklı yazarlardan) ve fazlası için kargo ücretini sıfırladık. Sizleri bekliyoruz. Bu kitapların hangilerini okudunuz?
1- Madam Bovary / G. Flaubert: Madam Bovary, lüks ve zevk düşkünü bir kadın trajedisinin ötesinde, pek çok konuda insan ilişkilerini kurcalayarak Emma ve diğer karakterler üzerinden bugün dahi içinde yaşam savaşı verdiğimiz “derin toplumun” dinamikleri üzerine gerçekçi ve açıklayıcı bir panorama sunuyor.
Tüm zamanların en önemli başyapıtlarından birisi olarak kabul edilen Madam Bovary’yi satın almak için tıklayın.
2- Çanlar Kimin İçin Çalıyor / E. Hemingway:
“Bir kişi bile ölse eksilirim ben
Tüm insanlığın parçasıyım dedim ya
Sorma her seferinde
Çanlar kimin için çalıyor diye”
Hemingway’in filmlere, tiyatrolara, şarkılara konu olan ünlü romanı İspanya İç Savaşı'nda bir köprüyü uçurmak için görevlendirilen bir gerilla grubunun dört günlük hikâyesini anlatır. Dağda ölümle yaşam, cesaretle korku, çaresizlikle umut kol koladır. Faşizme karşı birleşen köylüler, çingeneler, öğretmenler kendilerinden çok güçlü bir orduya karşı inançla, umutla savaşırlar. Kahramanlık, savaş, mücadele. Ve aşk: Romandaki kahramanlardan birisi olan Pilar’ın söylediği gibi, “Çünkü tüm yiğitliğine karşın yapayalnız kalabilir insan”.
Fidel Castro’nun esin kaynağım olarak nitelendirdiği Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u satın almak için tıklayın.
3- Dorian Gray'in Portresi / O. Wilde: Dorian Gray'in Portresi, İrlandalı roman ve oyun yazarı Oscar Wilde'ın 1891 tarihli tek romanıdır. İlk olarak Lippincot's Monthly Magazine dergisinde tefrika olarak yayımlanan hikâye, editörler tarafından “ahlaksızca” bulunmuş, basılmadan önce Wilde'ın bilgisi olmaksızın beş yüz kelimesi sansürlenmiştir. Sansüre rağmen Dorian Gray'in Portresi İngiliz kitap eleştirmenleri tarafından ahlaki değerleri zedelemekle suçlanmış, yazarına yönelik ahlakçı eleştirilerin sebebi olmuştur. Wilde ise roman olarak basılmasından önce hikâyeyi gözden geçirip geliştirmiş, bir de roman sanatıyla ilgili veciz bir önsöz eklemiştir. Elinizdeki bu metin, hikâyenin sansürsüz ve özgün halidir.
Dorian Gray’in Portresi’ni satın almak için tıklayın.
4 - Demir Ökçe / Jack London:
“Cesur insanların ölümünü seyretmek, korkakların hayatları için yalvardığını işitmekten daha kolaydır.”
Modern distopik romanın en erken örneklerinden biri olarak değerlendirilen ve bilim kurgu öğeleri de taşıyan Demir Ökçe, oligarşinin Amerika'daki yükselişiyle birlikte yaşanan acımasız sınıf savaşını konu alır. Jack London'ın sosyalist görüşlerinin en açık şekliyle ifade edildiği bu roman, yirminci yüzyılın başlangıcının çalkantılı ruhunu ürpertici bir dille aktardığı gibi yazıldıktan seneler sonra yaşanan faşizmin yükselişi ve otoriter hükümetlerle ilgili isabetli öngörülerde bulunur.
Jack London'ın ölümsüz eseri Demir Ökçe'yi almak için tıklayın.
5- Silahlara Veda / E. Hemingway: Romalı ozan Horatius, “Bir insanın vatanı için ölmesi güzel bir şey” diye yazmış. Hemingway ise Horatius’un adını anmadan şöyle diyor: “Eski çağ ozanları, vatanı için ölmenin güzel bir şey olduğunu söylemiş. Modern çağın savaşlarında ölmekse ne onur kazandırır insana ne asalet getirir; bir hiç uğruna geberir gidersin.”
Ernest Hemingway’in bir solukta okunan savaş karşıtı romanı Silahlara Veda’yı satın almak için tıklayın.
6- Nostromo / Joseph Conrad: Charles Gould'a babasından miras kalan San Tome'deki gümüş madeni, çevredeki tüm insanların ihtiraslı bir mücadele içine girmesine neden olur. Ülkenin politik gündemi, bireysel ilişkiler ve insanların hayatları bu gümüş madeniyle kaçınılmaz biçimde değişecektir.
Modernizmin öncülerinden biri sayılan Joseph Conrad, hayali bir Güney Amerika ülkesinde geçen bu hikâyeyle bir toplumsal yapıyı ve siyasi ortama etki eden faktörleri ayrıntılarıyla ele alır.
İngiliz edebiyat eleştirmeni Walter Allen’ın, “Yirminci yüzyılda İngilizce yazılmış en büyük roman” diye tanımladığı bu başyapıtı, usta yazarımız Halikarnas Balıkçısı’nın çevirisiyle sunuyoruz.
Joseph Conrad’ın Nostromo kitabını satın almak için tıklayın.
7- Milena’ya Mektuplar / F. Kafka: Franz Kafka, Milena'yla 1920 yılının başlarında tanışmıştır. Aralarında çok samimi bir arkadaşlık oluşmuştur. Kafka'nın günlükleri de arkadaşlıklarının derinliğini gözler önüne sermiştir. Ancak günlükler değil, mektupların ilk kez yayımlanmasıyla duygular gerçek anlamda açığa vurulmuştur: Bir aşk romanı, duyguların çaresizliği, mutluluk, kendini yok etmek ve alçaltmak.
“Bu korkunç ama korkunçluğuyla bir o kadar derinlere kadar inmeyen mektubu okuduktan sonra, gelişiyle bana verdiği mutluluk için teşekkür etmek çok da kolay değil. Bugün tatil günü, sıradan bir mektup gelmezdi; yarın, yani cuma günü de sizden bir mektubun gelip gelmeyeceği meçhuldü. Yani bir tür boğucu sessizlik vardı ama sizle ilgili olduğu sürece üzüntü vermiyordu. Son mektubunuzda, şezlongda uzanmış bulunduğum yerden karlı tepedeki dağ tırmanıcılarını izlediğim gibi, ne kadar güçlü olduğunuzu izledim. Ve şimdi öğle yemeğinden hemen önce mektubunuz geldi, onu yanıma alabildim, çantadan çıkartabildim, masanın üzerine koyabildim, yeniden çantaya yerleştirebildim; ellerin bir mektupla oynama isteği gibi, insan onları izler ve çocuklar için sevinir.”
Milena’ya Mektuplar’ı satın almak için tıklayın.
8- İki Şehrin Hikâyesi / C. Dickens: Charles Dickens, eşsiz romanı İki Şehrin Hikâyesi'nde, Fransız Devrimi sırasında Londra ve Paris'te geçen hazin bir aşk hikâyesini, insanların maruz kaldığı haksızlıklar ve Fransız aristokrasinin insanlara reva gördüğü zulüm ile birlikte ustalıkla işler. Hikâyenin kahramanlarının hayatları bu baskı, zulüm ve savaş ortamında büyük sınavlardan geçecektir.
Aşk, ihanet, sadakat ve mücadelenin iç içe geçtiği olağanüstü bir destan, mutlaka okunması gereken bir başyapıt…
Charles Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi kitabını satın almak için tıklayın.
9- Martin Eden / J. London: “Ancak ben, benim; kendi zevklerimi insanoğlunun ortak hükümlerinin yanında geri plana atmayacağım.”
Otobiyografik özellikler taşıyan Martin Eden, Jack London'ın en önemli ve özgün karakterlerinden biri sayılabilir. San Francisco'da geçen bu roman, sıradan bir denizciyken edebiyata ve aşka dair hayallerinin peşine düşerek yepyeni bir hayata yelken açan genç bir adamın hikâyesini anlatır. Peki, Martin Eden, hayal ettiği her şeye sahip olduğunda gerçek mutluluğa da erişebilecek midir?
Martin Eden’i satın almak için tıklayın.