ÖYKÜ GÜNÜ İçin Andaç
Ayla Kutlu
Zamanın potasında biriken yaşam,
Bir çağlayan gibi dökülünce ortak mirasa.
Has benlikle yoğrulan öyküler oluşur.
Sanatın kanatlı çocuklarıdır öyküler
Sarınır sarmaşık hızıyla dallarımıza
Onların, sihrin gücüyle karışan dili
Derinlerine çekerek insanı
Sağılmış özsuyuyla yaşam yankısını
Yıkar ve yeniden yaratır .
Coşku ile hüzün kardeş olmuştur.
Düşsel bir iklim doğmuştur.
İnsana değil, hiçbir canlıya tek öykü yetmez .
Doğumları bu yüzdendir öykücülerin
Var yok arasından koparıp ağırlığı
Yükleyebilir omuzlarımıza.
Ya da acından ölmüş bir bebeğin anılarını,
Altında kaldığı topraktan çıkarmaz da,
Tek ve aşılmaz bir dağa çevirir.
Az ve öz sözcüklerin terazisinde
Öykü her ağırlığı taşır.
Gençleri ölüme iten ülke aklını yitirmiş olmalı
Zehir iklimlere o yüzden bulaşır.
***
Sınırların içinde dışında binlerce gencimiz toprağa düşüyor.Yoksul, soluk ve sahipsiz yaşamlarından başka bir öyküleri olmayacak. Arda kalanların bağırlarındaki yangın zaman ocağında kül gibi savrulacak.
Hangi haklı savaştır bu? Gençler sonbahar yaprakları gibi mevsimlerinin resmini toprağa katarken, öyküleri tek ve kopuk dalların ucunda.. unutuluyor. Geride kalanlar eksikli, öyküsüz ve rüyasız …
Gidenlerin yoğun Sis*te “ Sarmış yine âfâkını bir dûd-i muannid” harcanmış ömürleri boşluğa akarken hangi gölde birikebilir? Ya da; toprağa inmiş, yeşerirken solmuş hangi ekinin terinden gökkuşakları oluşabilir?
Ülkem gençlerinin kısacık tragedyalarının ana hatlarını burada dile getirmesem dillerim kururdu.
Onların ardından içli bir ağıdı dillendirmiş ozanın deyişiyle:
Şu dünyada bir nesneye
Yanar içim, göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Yunus’dan sonra gelip, onur saçan haklı savaşlar kazanan, öykülerimizdeki özgürlük tutkusunun sabah ışıklarını salan Atatürk’ümüzün; Cumhuriyetle insanlığın erdemini birleştiren bilgece sözünün değerini şimdi ne kadar da derinden algılıyoruz:
“Yurtta Barış, Cihanda Barış!” demeyi sürdürseydik…Hicranı unutur, nice mutlu Öykü Günleri düzenlerdik!
20.1.2017, Ankara
* Tevfik Fikret’in Sis şiiri…