Prof.Hirsch’in Anılarında Genç Türkiye Cumhuriyeti ve Bilim İnsanlarının Türkiye Göçü
Turgut Özakman, Cumhuriyet kitabında özellikle Almanya’daki Nazi zulmünden kaçarak Türkiye’ye iltica eden Yahudi bilim insanları hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler verir. Almanya’da Hukuk Profesörü olan çalışan Ernst E.Hirsch de bunlardan biridir. Yahudi kökenli olmasından dolayı Nazi Hükümetinin baskısı ile üniversiteden uzaklaştırılan Prof. Hirsch, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden resmi bir davet alır ve aynı yıl Türkiye’ye iltica eder. Önce İstanbul Üniversitesi, sonra da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yirmi yılı aşkın süre ders verecek olan Prof. Hirsch’in hem Türk Ticaret Kanunu’nun oluşmasında, hem de büyük hukukçuların yetiştirilmesinde çok önemli bir payı vardır.
Anılarım (Kayzer Dönemi, Weimar Cumhuriyeti, Atatürk Ülkesi) adlı kitabında 1933 yılında ülkesinden kovuluşunu ve Türkiye’ye gelişini anlattıktan sonra, Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamaları için aldığı davetiyeyi şöyle anlatır Prof. Ernst Hirsch:
“Dekanlık sekreteri bana Türkçe ve Fransızca hazırlanmış bir davetiye takdim etti. Davetiye 28 Ekim akşamı Dolmabahçe Sarayı’nda verilecek resmi bir davet içindi. Hem çok şaşırmış, hem de çok heyecanlanmıştım. Gerçi daha önce şehirde her tarafta yapılan hazırlıklar gözüme çarpmıştı. Bunların Cumhuriyet Bayramı için yapıldığını biliyordum.
28 Ekim akşamı Dolmabahçe Sarayı’na gitmek için frakımı giydim. Denizin üstünde son derece etkileyici bir havai fişek gösterisine şahit oldum. Gemiler düdüklerini öttürüyor, kıyılarda davul sesleri yükseliyor, limanda demirli askeri filo top atışlarıyla şenliği selamlıyordu.
Davet muazzam büyüklükteki taht salonundaydı. Mermer rıhtım ışıl ışıl bezenmişti. Ve işte ben, kendi Alman vatanında Yahudi olduğu için hor görülen, ‘aşağılık’ bir ırka mensup olduğu için işgal etiği mevkilerden kovulan, evini yurdunu terk edip yabancı ülkelere kaçmak zorunda bırakılan ben, mülteci ben, dünyanın bir ucundaki Türkiye’de, nice billurlarla, mermerler, somaki taşı, su mermeri, paha biçilmez kakma işlerinin ihtişamıyla parıldayan, nice değerli mobilyayla, halıyla, resimle süslü, bir zamanların taht salonu olan bu mekânda, ülkenin ilk bin seçkininden sayılan, saygıdeğer bir Alman profesör sıfatıyla hazır bulunmaktaydım. Talihin yüzme güldüğü olağanüstü bir ânı yaşıyordum.”
Turgut Özakman’ın iki kitaplık Cumhuriyet romanı 28 Eylül 1922 – 29 Ekim 1923 (Birinci Kitap) ve 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938 (İkinci Kitap) arasındaki on beş yıllık dönemi anlatır. “Tarihimizi doğru bilirsek, aramızdaki anlaşmazlıkların çoğu sona erer” diyen Özakman’ın belgeler ışığında hazırlanan iki ciltlik başyapıtını mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
İndirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile isterseniz bu bölümün geçtiği Cumhuriyet – İkinci Kitabını, isterseniz de iki kitabın bir arada sunulduğu Cumhuriyet – Birinci ve İkinci Kitap Setini satın alabilirsiniz.