Hidayet Karakuş, Şeytanminareleri'nde 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamının bireyler üzerindeki yıkıcı etkilerini bir bir sıralarken acının toplumsal derinliğini, katliamın görünmeyen yüzünü etkileyici bir anlatımla gösteriyor bize.
2010'da peş peşe iki ödül birden kazanan, farklı anlatımıyla edebiyatımızda bir ilk kabul edilen bu romanı okurlarımıza gururla sunuyoruz.
“Nilüfer bir boşlukta yüzüyordu gözlerini açtığında. Odalar yüksek duvarlarla çevrili, pencereler büyük camlarla kaplıydı. Sargı bezlerinin arasında kaybolan yüzünün yarısını yok sanıyordu. Yarım yüzle nasıl bir insan olabilir, nasıl bakar aynalara; sokağa nasıl çıkar!”
…
“Ardı ardına gelmeye başlayan cam kırıklarının şangırtıları, tabana vuran taşların tok sesi kırılan camların bıraktığı boşluktan odalara, odalardan merdiven boşluklarına dolan kalabalığın uğultusuna yol açıyor; yer altında yaşayan canavarların homurtulu uğultusunu yüreklere salıyordu. Sokakta binlerce çığlık yükseliyor, Tanrı'nın tekliği çığrılıyordu. Güneş otelin ön odalarına bütün ışıklarını boca etmiş, her şeyi görmeye çalışıyordu. Belki de tek tanık o olacaktı dünya durdukça.”
***
*İlk baskısı 2009 yılında Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan ve 3 baskı yapan Şeytanminareleri'nin 4. baskısı Bilgi Yayınevi'nde ilk baskısıdır.
Hidayet Karakuş, Şeytanminareleri'nde 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamının bireyler üzerindeki yıkıcı etkilerini bir bir sıralarken acının toplumsal derinliğini, katliamın görünmeyen yüzünü etkileyici bir anlatımla gösteriyor bize.
2010'da peş peşe iki ödül birden kazanan, farklı anlatımıyla edebiyatımızda bir ilk kabul edilen bu romanı okurlarımıza gururla sunuyoruz.
“Nilüfer bir boşlukta yüzüyordu gözlerini açtığında. Odalar yüksek duvarlarla çevrili, pencereler büyük camlarla kaplıydı. Sargı bezlerinin arasında kaybolan yüzünün yarısını yok sanıyordu. Yarım yüzle nasıl bir insan olabilir, nasıl bakar aynalara; sokağa nasıl çıkar!”
…
“Ardı ardına gelmeye başlayan cam kırıklarının şangırtıları, tabana vuran taşların tok sesi kırılan camların bıraktığı boşluktan odalara, odalardan merdiven boşluklarına dolan kalabalığın uğultusuna yol açıyor; yer altında yaşayan canavarların homurtulu uğultusunu yüreklere salıyordu. Sokakta binlerce çığlık yükseliyor, Tanrı'nın tekliği çığrılıyordu. Güneş otelin ön odalarına bütün ışıklarını boca etmiş, her şeyi görmeye çalışıyordu. Belki de tek tanık o olacaktı dünya durdukça.”
***
*İlk baskısı 2009 yılında Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan ve 3 baskı yapan Şeytanminareleri'nin 4. baskısı Bilgi Yayınevi'nde ilk baskısıdır.