“Ya İstiklâl Ya Ölüm”
Selanik kaybedilmiş, topraklar işgal altındadır. Açlık, yoksulluk tüm yurdu ele geçirmiş, vatan evlatları çocuk yaşta askere gitmeye başlamıştır. Direnişin meşalesini yakmak için yanıp tutuşan genç delikanlı, toprakları uğruna gözünü kırpmadan canını vermeye hazır olan askerlerin hayatlarını kurtarmak için Mekteb-i Tıbbiye’de eğitim alır. Yurdunu kurtarmak için çıktığı yolda asla geri adım atmaz, çalışır çabalar. Hürriyet için eğitimini bitiremeden kendini cephelerde bulur.
Memleket yorgun, halk yılgındır. Tıbbiyeli bu genç ise bağımsızlık aşkının önemli temsilcilerinden biri olacaktır. 14 Mart 1919 Tıp Bayramı, bu genç önderliğinde okulun iki kulesi arasına asılan büyük bir Türk bayrağı ile işgal protesto edilerek kutlanır. Amerikan mandası mı yoksa İngiliz mandası mı tartışmalarının olduğu zor zamanlardır. Daha 19 yaşındayken Tıbbiyelileri temsilen Sivas Kongresine katılan genç, hürriyet aşkıyla Mustafa Kemal Atatürk’ü tehdit edecek kadar gözü kara bir vatanperverdir. Kongrede arka sıralardan ayağa kalkan genç:
“Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler, beni buraya bağımsızlık davamızı başarma yolundaki çalışmaya katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, her kim olursa olsun karşı koyar ve onları kınarız. Olmayacak şey ama manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi bile reddeder ‘Mustafa Kemal vatan kurtarıcısı değil, vatan hainidir’ deriz.”
İçi vatan sevgisiyle dolup taşan bu hürriyet sevdalısı, aydın genç Tıbbiyeli Hikmet’tir.
Mustafa Kemal, “Evlat, müsterih ol. Gençlikle kıvanç duyuyor, gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak bile mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm” konuşmasını vatan aşığı Hikmet’in sözleri üzerine yapar.
Kendisi de askeri bir tıbbiyeli olan Kültür Eski Bakanı Suat Çağlayan’ın kaleme aldığı roman, dönemin koşullarını, mücadeleleri, umudu, fedakârlığı, savaş içinde filizlenen bir aşkı anlatıyor. Tıbbiyeli Hikmet, sadece insan hayatını değil, aynı zamanda ülkeyi kurtarmaktan da mesul olan vatanperver bir hekimin, Hikmet Boran’ın yaşam öyküsünü anlatıyor. Anadolu hastanelerinde görev yapan, halkın üstüne bir kâbus gibi çöken hastalıkları durdurabilmek için üretilen aşının kendi üzerinde denenmesine izin veren Hikmet Boran makama değil, hizmete değer vermiş bir Türk hekimidir.
Tıbbiyeli Hikmet, sizi Kurtuluş Savaşı’nın zor zamanlarına götürecek muhteşem bir roman. İmkânsızlıklar içinde yurdunun kurtuluşu için mücadele veren Tıbbiyeli bir gencin ülkesine olan bağlılığı topraklarımızı savunanlara bir kez daha minnet duymamızı sağlarken boğazınızı düğümleyecek. Genç bir askeri hekimin güçlü duruşu, ömrünü mesleğine ve vatana adayışı gençlere ilham verecek. Onların, “Ben vatanım için ne yapabilirim?” sorusunu sormalarını sağlayacak.
B.Suat Çağlayan'ın Tıbbiyeli Hikmet kitabını satın almak için tıklayın.