Yabancı Tekellerin Nişasta Bazlı Şekeri İçin Köylünün Pancarını İşleyen Fabrikalar Kapatılıyor
Turgut Özakman’ın Cumhuriyet kitabında ayrıntılı olarak ele alınan Şeker Fabrikaları bugün zarar ettiği öne sürülerek kapatılmak isteniyor. İsterseniz geçmişe gitmeden önce şeker piyasasının bugünkü durumuna göz atalım.
Ağırlıklı olarak endüstriyel ürünlerde kullanılan ve uzmanlar tarafından kanser dahil gelecekteki pek çok hastalığın ana nedeni olarak gösterilen NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) kotası, hükümetin aldığı kararlarla yıllar içinde giderek artırıldı. Obezite başta olmak üzere pek çok hastalığın kaynağı olan NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker), Cargill gibi ABD merkezli çokuluslu şirketlerce mısırdan üretiliyor. Bazı AB ülkelerinde hiç izin verilmeyen, bazılarında %2’lik kotalarla sınırlandırılan nişasta bazlı şeker üretimi Türkiye’de öylesine artmış durumdaki, neredeyse AB ülkelerinin toplamına yakın miktarda üretim, sadece Türkiye’de yapılıyor. Hükümet, bununla da yetinmeyip tüm şeker üretimini yabancı tekellere bırakarak, şeker pancarı üretimini bitirecek ve çok sayıda hastalığı daha da artıracak bir karar almaya çalışıyor. NBŞ kotası artırılarak zarara sürüklenen şeker fabrikaları, şimdi de bu zararlar öne sürülerek kapatılmak isteniyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin simgelerinden olan şeker fabrikaları kapatıldığında;
- Türk köylüsünün ürettiği şeker pancarı yerine, daha fazla mısır ithal edilecek;
- Türk çiftçilerin ürünü ellerinde kalırken, Türkiye’ye mısır satan firmalar kazanç sağlayacak. Türk çiftçisi yoksullaşırken yabancı firmaların kârı artacak;
- Türkiye’deki şeker üretimi, ABD merkezli Cargill ve benzeri firmaların eline geçecek;
- Obezite ve kanser dahil pek çok hastalığın kaynağı olan nişasta bazlı şekerin payı giderek artacak;
- Şeker fabrikalarıyla Türkiye’nin hazinesine giden paralar, Cargill ve benzeri firmalar üzerinden yabancı tekellerin ülkelerine gidecek.
Şimdi, Turgut Özakman’ın Cumhuriyet kitabına dönüp yabancı tekellerin isteği doğrultusunda kapatılmak istenen şeker fabrikalarının kurulma hikâyesine kulak verelim.
Gazi, 1925 yılında İnebolu’yu ziyareti sırasında köylülere “Tarım memleketi olmalıyız. Bu da ancak makineli, bilgili tarımla olur. Birlik olup makine alınız. Üretici olalım. Bizi üretim kurtarır.” der. Bu anlayışın en güzel örneği de kısa süre sonra kendisini gösterir: Alpullu ve Uşak Şeker Fabrikaları 1926 yılının sonunda üretime başlar.
“Halk ilk kez çayını Türk şekeri ile içecek, helvasını Türk şekeri ile karacaktı. Bugüne kadar şeker ihtiyacının tamamı dışardan getirtiliyordu.”
Şeker fabrikaları tenis ve futbol sahalarıyla, sinema ve müzik gösterileriyle, piknik ve gezileriyle sadece üretim değil, kentin kültür merkezleri haline de gelir. 1933 yılında açılan Eskişehir Şeker Fabrikası’nın açılışında dönemin başbakanı şöyle konuşur:
“Bir memlekette sanayi kurmak, heves edildiği kadar kolay değildir. Teşkilat ister, sermaye ister. En hevesliler bile iki yıllık zorluk karşısında girişimlerinden cayarlar.
Biz bu fabrikayı altı ayda kurduk.”
Cumhuriyet kadrolarının, Türk çiftçilerinin ürünlerini işlemek için, canla başla çalışıp altı ayda kurduğu şeker fabrikaları, bugün yabancı tekeller daha fazla kâr elde edebilsinler diye kapatılıyor.
Turgut Özakman’ın iki kitaplık Cumhuriyet romanı 28 Eylül 1922 – 29 Ekim 1923 (Birinci Kitap) ve 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938 (İkinci Kitap) arasındaki on beş yıllık dönemi anlatır. “Tarihimizi doğru bilirsek, aramızdaki anlaşmazlıkların çoğu sona erer” diyen Özakman’ın belgeler ışığında hazırlanan iki ciltlik başyapıtını mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
Turgut Özakman’ın Cumhuriyet adlı kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.