Yarbay Nâzım Bey’in Beyaz Atı
Yunan Büyük Taarruzu başladıktan sonra 15 Temmuz günü Yarbay Nâzım, Binbaşı Şerafettin, Yüzbaşı Faruk, Emir Subayı Nimet ve bazı karargâh subayları, atlarıyla birlikte 40. Alayın mevzileneceği Yumruçal’a hareket ettiler. Komutanlar bölgeyi incelerken, Türk askerlerini görüp ağaçlıkların arasına saklanmış Yunan müfrezesinin makineli tüfeği ateşe başladı. Kuşlar korku içinde uçuştular. Yarbay Nâzım elinden ve göğsünden yaralanıp yere düştü. Nâzım Bey’in Emir Çavuşu Eyüp, genç komutanını kaldırıp atına bindi. Nâzım Bey’in kara gözlü beyaz atı da peşlerine düştü. Eyüp bir yandan atını uçuruyor, bir yandan da “Sakın ölme kumandanım, Kurban olayım dayan” diye dua ediyordu.
Peşlerinde koşan beyaz atıyla birlikte tümen karargâhına getirilen Nâzım Bey’in durumu ağırdı. Tepeyi tutup tutmadıklarını sorduktan sonra son nefesini verdi. Nâzım Bey’in cenazesini aceleyle hazırlanan bir trenle Eskişehir’e sevk ettiler. Nâzım Bey’in beyaz atı trenin yanında, Nâzım Bey’in bulunduğu vagonun yanında koşmaya başladı. Arazi, trenin yanında koşmasını engelleyince, at bir süre trenden uzağa düşüyor, yol elverince yeniden Nazım Bey’in vagonunun yanında beliriyordu…
Acı haberi Mustafa Kemal’e Salih Bey ulaştırdı:
- Fevzi Paşa telefon etti. 4.Tümen karargâh kadrosu felakete uğramış. Kurmay Başkanı Binbaşı Şerafettin Bey yaralı olarak esir düşmüş. Çoğu şehit olmuş efendim.
M.Kemal korkarak sordu:
- Nâzım?
Salih Bozok ağlamaya başladı.
Sedyeyle Eskişehir’deki hastaneye getirilen Nâzım Bey’in üzerine büyük bir Türk bayrağı örtülmüştü.
Beyaz at, karşıdaki boş alanda, gözlerini ümitle hastaneye dikmiş, bekliyordu. Ne yem yiyor, ne kimseyi yanına yaklaştırıyordu.
Nâzım Bey’in cenazesi akşam Ankara treniyle yolcu edilecek, beyaz atını ise bir daha gören olmayacaktı.
……………
Turgut Özakman, 1948 yılında arkadaşlarıyla birlikte Sivrihisar’dan Dumlupınar-Zafer Tepe’ye kadar olan kurtuluş yolunu yayan kat eder. Daha sonra da bu bölgeleri defalarca gezer, not alır. Bu tarihten sonra aralıksız olarak milli mücadeleyle ilgili anı, tanıklık ve belgeleri toplamayı sürdüren Özakman elli yılı aşkın çalışmasının sonunda Şu Çılgın Türkler’i yazmaya karar verir. Turgut Özakman bu tutkulu çalışmasını şöyle anlatıyor: “Bu kaynakları o kadar çok okuyup inceledim ki insanları yakından tanımış, bazı olaylara tanık olmuş gibiyim. Bazı olayları yaşadığım vehmine kapıldığım zamanlar oluyor.”
Şu Çılgın Türkler’i okurken siz de olayların içindeymiş hissine kapılacak bazı sayfalarda yumruğunuzu sıkacak, bazı sayfalarda okuduğunuz insanlara sarılmak isteyecek, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.
Bugün kurtuluş mücadelesinin başladığı 1919’dan bir asır uzaktayız. Ancak, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasının üzerinden neredeyse yüz yıl geçmiş olmasına karşın bugün de emperyalist devletlerin Anadolu hayali bitmiş değil. İçeriden ve dışarıdan, cumhuriyetimizi yok etmek, yurdumuzu parçalayarak bir sömürge ülkesi haline getirmek için çalışanlar, umutlarını yitirmiş değil.
Bugün Cumhuriyete sahip çıkacak kuşaklar bağımsızlığımızı bize armağan etmek için canını veren, askerlerimiz tok kalsın diye kendisi aç duran, soğukta yarı çıplak yatan ninelerini ve dedelerini yeterince tanımıyorlar. Bilseler gurur duyarlardı. Bugünkü gençler ne kadar çılgınsa, nineleriyle dedeleri de en az o kadar çılgındı.
Şu Çılgın Türkler, Kütahya-Eskişehir Savaşından Büyük Taarruzun sonuna kadar olan yaklaşık 18 aylık bir dönemin romanı. Zorluklar içinde adım adım geriye çekilen bir halkın kenetlenerek emperyalist güçleri yurdundan kovmasının destanı.
En güzel çağlarında, evlerinden, ailelerinden, canlarından olmak pahasına tam bağımsızlık ilkesinden bir an bile vazgeçmeyen, emperyalizme karşı tırnaklarıyla direnen bu insanların hikâyesini şaşırarak okuyacaksınız.
Bugün üzerinde yaşadığımız, yurdumuzu bizlere bırakanların hikâyesi. Mutlaka okumalısınız…
Şu Çılgın Türkler İçin Okur Yorumları
İlhan Selçuk’un “Bu kitabı okuyun, çocuklarınıza okutun, dostlarınıza armağan edin!” dediği Şu Çılgın Türkler, kısa sürede bir milyonun üzerinde bir satışa ulaşarak Türkiye’de tüm zamanların en çok satan kitabı unvanına sahip oldu. Cumhuriyet tarihinin en fazla okunan kitabı Şu Çılgın Türkler’i indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.