YERLİ MALI “KORKU EDEBİYATI”NA KİTAPLIĞINIZDA YER AÇIN

 

 

 

 

 

Korku filmlerinin ve korku edebiyatının “klişe”lerinden hâlâ sıkılmadınız mı? Meşhur Amerikalı yazarların çok satan kitapları, onların kötü ve yerli taklitleri, her birini neredeyse ezberlediğimiz sahneler… İçinde bilimkurgu, korku, gotik, fantazya gibi çeşitli türler barındıran “Korku Endüstrisi” tüm dünyada tıkır tıkır işlerken, son yıllarda bizde de nitelikli ve “yerli” örnekler çoğaldı.

 KENDİ CİNLERİMİZ, BİZE YETER…

Popüler kültür içinde değerlendirilen ve genellikle “edebiyat dışı” sayılan bu türlerin, meraklısı da çok. Korku edebiyatında, yerli unsurlar taşıyan eserleri artık daha sık görmeye başladık. Anadolu kültürü; her konuda olduğu gibi, korku edebiyatına da malzeme sağlayacak sonsuz bir kaynağa ve zenginliğe sahip: Mitolojik öyküler, efsane ve destanlar, batıl inançlar, büyüler, yatır ve kuyular, mağaralar, kuytu ormanlar… Ücra köy ve kasabalarda yaşanan, içler ürpertici maceralar, karabasanlar…

“Anadolu Korku Öyküleri”nin birinci cildinde, altı yazarın altı “korku” dolu öyküsü okurları bekliyor!

 Karatepe Koray Günyaşar’ın öyküsü, okumak için şehre giden Osman’ın yıllar sonra doğduğu köye geri dönüşüyle başlar. Köyün delisi Gafur karşılar yolun başında. Köy halkı, çoluk çocuk, büyük bir kalabalık halinde etrafını çevirir. Osman büyük şaşkınlık içindedir; çünkü anne babası, kardeşleri başta olmak üzere, geride bıraktığı hiç kimse, artık kendi kendisi değildir. Tersini iddia etseler de, Osman hiç kimseyi tanıyamaz. Bu insanlar kimdir? Gafur yardım etmeye çalışsa da Osman için kaçınılmaz son, yaklaşmaktadır.  

Gerçekte Onlar Hayvan Gibidir Ayşegül Nergis’in günlük biçiminde yazdığı etkileyici öyküde; altı yıl Iğdır’da görev yapan bir doktor, doğduğu yere yakın bir kasabaya atanır. Çalışacağı hastaneye yakın bir köyde amcasına ait, artık kullanılmayan bir evde yaşamaya karar verir.  Fazlasıyla sessiz olan köyde insandan çok, hayvan vardır. Köyün imamı ve birkaç aileyle başlayan ilişkisi, giderek tuhaflaşır. Onu “münafık” ilan eden imam, her biri insan adları taşıyan kuş, kedi ve köpekler, ucube suratlı tekinsiz insanlar, korkunç ritüeller… Artık hayatı tehlikededir.

Kuyu Demokan Atasoy’dan yoğun, etkileyici bir öykü: Saç, kan ve tırnak, çaputlar, tütsüler, çeşit çeşit otlar… Yaptığı büyülerle köy kadınlarının evliliklerini kurtaran, ancak herkesin kendi erkeğinden ölesiye kıskandığı ve nefret ettiği güzel dul Anşa, onun tuhaf kızı Güles, Hatça Nene, muhtar ve karısı Selma Ana, garip bir intihar, ırmakta boğulan biri, kurban bekleyen kara bir kuyu… Köyün üstündeki kara bulutlar, kolay kolay dağılacak gibi değildir.

Gelin Otu Işın Beril Tetik’in öyküsünde; Karadeniz’in ücra bir köyünde, boş arazideki ahşap bir evde yeni doğmuş bebeğiyle yapayalnız bırakılmış genç kadın, yaşadığı korkunç şeyleri tek başına göğüslemeye çalışır. Kocası onun korkularını, hamileliğin getirdiği hormonal anormalliklere bağlamış, ciddiye almamıştır. Ne yazık ki her şey o kadar basit değildir. Bu köyde gelincikler bile tehlikeli, sesler ürkütücüdür. Cadılar, küçük cehennem yaratıkları, şeytansı bir varlık… Yeni doğmuş bebeğin kirlenmemiş ruhunu ele geçirmeyi başaracaklar mıdır?

 

Cevizin Gölgesi Hain Olur Kayra Küpçü’nün öyküsünde; çoban Kadir ve yıllar önce ölen çocukluk aşkı Leyla anlatılır. Buluştukları tepede bir ceviz ağacı, olup biten her şeye tanıktır. Öksüz ve yetim Kadir’i, Hüseyin Usta ile yengesi Melahat büyütmüştür. Tepelerde koyunları ve kavalıyla huzur içinde geçirdiği olağan günler, bir anda değişir. Günden güne eriyip giden, yürüyen bir ölüye dönüşen Kadir’i kurtarmak için Melahat Yenge’nin Kuran’dan okuduğu sayısız ayet, ettiği dualar işe yarayacak mıdır?

 

Güzay'ın Bin Dilek Ağacı Galip Dursun’un öyküsü; Zeynep ve Ural’ın başına gelenleri anlatır. Zeynep son on yıldır kâbuslar görmektedir. Lefkere köyünde geçen çocukluğunda, ninesinden dinlediği köy hikâyeleri, bir alışkanlık gibi aralıksız rüyasına girmektedir. Sevgilisi Ural gizlice yaptığı araştırmayla köyün nüfus kayıtlarına ulaşır. Zeynep’in rüyasında gördüğü ve net olarak isimlerini hatırladığı insanlar, belli bir dönemde orada yaşamış ve kaybolmuş kişilerdir. Bu gizi çözmek ve olanları anlamak üzere, eski bir arabaya atlayıp köye doğru yola koyulurlar.  

 

“Anadolu Korku Öyküleri-1” kitabını indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.

 

 

 

Kapat